82 BASMAKTI

Seher vakti uyandigimizda etrafta kus sesleri yoktu henuz,martilar kisa cigirgan seslerini duyurmamislardi ,Nusret hoca,dan ezan sesini duymamistik,hafif bir iliman hava vardi,naftalin kokan kazaklarimizi cikarmamisti ciciannem,Koru mahallesinden asagiya inerken sadece taka seslerini duyuyorduk,pancar motorunun sessizlige meydan okuyan taka,taka,taka,taka,sesleri.

Esselamunaleykum,Aleykumselam,sabah tanidik tanimadik,bir cogu ayaklarinda cizmeleri silap degil silop,silop,silop,sesleri,hangi balikcinin bol degildir ki cizmeleri,
Carsiya geldik,borekci hasan’dan sabah pohcalarini alip,Rafet’in kahvesine geldigimizde tam cikinimizi acarken,hani caylar demege varmadan, Nusret hocanin
Sabah ezani sesini duyuyorduk,Haci amcam sabah namazina giderken,ben limanin hemen icinde Mustafa’nin kahvesine yol aliyordum,namaz sonrasi gelen balikcilarla birlikte son caylarimizi orada iciyorduk,her birinin cay icerken fazla muhabbetleri olmazdi,uyku magmurluguyla aradabir satasmalar oluyorduya anliyamiyorduk,

Rasgele,rastgele rasgele,

Herkes sandallara biniyordu,deniz fazla yoktu, limandan cikarken sadece taka taka taka sesleri duyuluyordu,soyle bir uzun yolculuktan sonra Rumelifeneri aciklarina geldigimizde uzatma capari’lerimizi salliyorduk denize bismillah diyerek.saatlerce dolasiyor,gozlerimiz denizde,bazen ayakta,uzun ve kisa dalgalarla raks ediyorduk,hangi dalganin tekneye nasil ve ne siddetinde vuracagini biliyor ve yasiyor,dalgalarla sevisiyorduk,hepsi ezberdi,nerde ne zaman belini kavrican,nasil vucudunu raks ettirecen,bir ileri bir geri degil,bir ileri bir havaya,sayet acemiysen pat diye tokatlar seni islak vucudlu , mavi yuzlu,romantik ici cilgin dalgalar,

Hop, hop, hop,bosla,bosla,basla,sal,sal,sal,

Devam haydi,sende varmi,tamam sen bosla,caparinin ip kismina gelmistik,motor rolantiye alinmis var gucumuzle cekiyorduk,eller parcali,denizle vucut birlesmis,o anda ben’mi deniz,sandal’mi ben,dalga banami vuruyor,yok kupeste’yemi,bir yandan capari’ye asiliyorum,bir taraftan haci’min nagmeleri,kirk ignenin yarisindan fazlasi doluydu,haciminki benden azdi,kiskanmisti,ama seviniyordu,ben daha mutluydum,palamutlari iceri aldik,soyle Anadolufeneri’ne dogru cekmeye basladik,nafile,bir iki cift daha aldik,ama ilk oynak gibi degildi,

Vakit gec olmustu,dort bes saattir denizdeydik,limana gelmeye basladik,motorlardan reisler bir birlerine selam veriyorlardi ,tekneler biraz hizli yol aliyorladi,mezat icin,limana giriste oyle bir mutlu ifade vardiki ,sabah kaltigina degmisti,baliklar mezata verilmis kendimize iki cift ayirmistik,sandali bir guzel yikamistim,mustafa’nin kahvesinde guzel bir muhabbet ve o yorgunlukta icilen caylar,bir daha ,bir daha,bir daha,hayatimin hic bir doneminde bu kadar lezzetli bir sey hatirlamadim,liman kahvesinde ictigim cayi,Soyle Abbas’in firinindan francala ekmek,bira beyaz peynir,biraz tereyagi,ve oglen yemeklerimizi yiyorduk.

Oglen namazi kilinmisti ve ben cekekler arasinda.kucuk iskelenin hemen yaninda kizaga cekilmis,bir teknenin kenarinda ,amca’min yaptigi kupesteleri uvucumun icinde,icad edildigine pisman olmus,her ufak kenarini , un ufak bir sekilde, kat ve kat katlayarak,bileklerimden aldigim gucun,avuc ayalarina bastirarak,bir ileri bir geri,zimpara yapiyordum,zimpara kendinden utanmis pes etmisti ben bir yenisine basliyordum,ne dusunuyordum?neye Nicin isyan mi ediyordum,bilmiyordum,isyani bilmiyordumki,suc zimparanin dogusunda degildi,kupestenin gurgen olusundaydi,soyle bir kacamak haci’ma bakip,hazirlamis oldugu vernigi kupestelere suruyordum,bir gelin gibi parliyordu,bak sacini tara,

Aksam hafif kararti cokmustu,sokulen kupeste parcalarini.buyuk bir cuvala koymustum,cuval tika basa doluydu,soyle bir derin nesfes cekip,yukleniyordum,camini yanindan gecip,Zekayi amcanin bakkalda babam varmi diye goz atip,tam saribaba’ya geldigimde,Deli Necla ablanin evleri vardi,eski ahsap ev,onunde bir sevli agaci vardi,ilk molayi burada vermistim.Deli Necla abla guler yuzlu,mutlulugu yuzundeki nurdan fark edilen,sariyerin en sevilen saygideger kisisiydi,sakalarda kendine has yari arkaya bakarak kosmasi,bir parmagini agzina sokmasi,hafif seelleyen sumuk degil serbet misali basortusuyle silmesi ve elindeki belkide son sekerini bana verisi,benim en guzel yegidim kucuk kahverengi kaynana sekeriylen ilk tanismam Deli Necla ablam,bu kadar durust ve paylasimci ,kardesin den yardimin esirgemeyen,ablam,

Hadi bir omuz daha,

Yuklendim kufeyi,tamames gri mavi karisimi tastan olusan dik bayiri cikiyordum,taslar beni taniyordu,hangi tasa ne zaman ve nasil basacaksin,cikarkan ayri tas,inerken ayri,yok tas sana kuser,tas kustumu kendini saribaba’nin yaninda bulursun,kufe bana asiliyor ben kufeye,hafif sicaklik hissediyorum iliklerimde,biraz boncuk denmeyecek derecede bir iliklik var bedenimde,boncuklar tam olgunlasmadan ben ikinci molanin ilk elektirik direginin yanindayim,bir daha soluklaniyorum,aksam saati,kim gelir kim gecer,tanir tanimaz,dost,komsu.ne ala,ala ne demek,

Haydi oglum,

Soyle bir yukari baktim ,bir kendime.bir asagiya baktim,bir cuvala,
Basamaklar,
Basilmasi gereken basamaklar,
Basa basa cikilmasi gereken basamaklar,bir birimize nasil bakiyoruz bilmiyorum,ben ona basacagim,hafif nefesimi alip,tam verirken,nefes gucuyle basamaga basacagim,obana bir omuz atim dogal olarak ziplatacak,yoksa benmi ziplayacagim,damarlar,kaslar,gevsek ve hop cikacagim,kan yerinden oynayacak,kanin yerine gelisi,ve nefesinde bir rahatlama olacak,bir nefes alma sansin var,ya o nefesi alacaksin,yada vericeksin,icinde tutma durumun yok,butun basamaklari boyle cikacaksin,ahaeste,aheste,bastigin basamak taslarini uzmeden,severek,onlar birgun seninle ne kadar,cafakar dost,olduklarini gosterecekler sana,hani o mavi,kenari kirik,komsusuna kusmus,hafif sari olan yandaki koyu lacivertin esi,iste o kucukte cocuklari,ne aile be.basilarak yasayan.beslenen yaratiklar,

Birinci basamak tan cikmis,ikinci basamak,ucuncu derken,ilk civi’yi hissettim,sanki pire yemis gibiydi,sadece guldum.dort ,bes, derken,ikinciyi hissettim kasinti istercesine batiyordu,dur bakalim seni artik yemicem deyip cuvali hafif kaldirarak tam omuz degistirecekken kahrolasi dorduncu tam sirt kemigime saplaniyordu,isyan edemiyordum,
isyan nedir bilmiyordumki,
ay.of hic diyemiyordumki,
aciyi bilmiyordumki,
sonuncusu yoktu’ki,
butun civiler sirtima batiyordu,
essekci mustafa’nin,amcasinin evine geldigimde,ilk virajda mola vermistim,hafifce bir soluklanma,gozlerimi yavasca geriye dogru kaydirdim,asagiya kacamak bir bakis,urkek,yorgun,biraz gururlu,ben bunu tasirim be.

Çuvali sag omuzuma aldim,basmaklari sira ile cikmaya basladim,bir iki ,uc,dort,alti,yedi,artik hissetmiyordum,civiler viz geliyordu,gozumu Kedi ahmet bakkala dikmis,oraya kadar cikmaya calisiyordum,yuk yerinde durmuyordu,bir saga bir sola sallaniyordu,yuk yillarin kupesteleriydi,nice denizler ,nice dalgalar gormustu,bana’mi teslim olacaklardi,kolay kolay can verirlermiydi,yilmiyorlardi,

Bakindim etrafima,boncuklar olgunlasmis ne demek,her biri yagmur olmus yagiyordu,kan ter icindeydim,tuzlu degil tatliydi,sanki iciyordum,dilimi ust dudagima getirip yaladigimda,tattigim,bedenimin gucuydu,emegimdi,ve durdum yukun altinda,gozum yine asagiya kaydi.gelen beni geciyordu,cok hizli cikiyorlardi,bakip imreniyordum,

Sariyer’i goruyordum yarim yamalak,evlerin catisini,bir kac isikli evler vardi,karsida kocaman bir dag,uc kuyular zifiri karanlik,uzun cam agaclari,ayri bir heybetli duruyorlardi,tek bir isik dahi yoktu,dagda, ve karanlikta yildizlar daha cikmamisti,cuvali daha sirtimdan indirmemistim.tekrar dondum yuzumu yukari hafif basimi kaldirdim, basamaklar bana bakiyordu,hafif islaktilar,terdenmi,yoksa yukumun agirligindan banami agliyorladi,ben taslara bakiyorum,taslar bana,islaklik ben den olmasi lazim,ortada nem yok,taslar yasliydi,beni tanimasalar,kayip gidecektim saribaba’ya,

Soyle bir esnedim.,salladim korolacasi kufeyi,avuclarimla nasil siktigimi bilmiyorum,baslatim dostlarimin ustune basmaga,beni artik onlar tasiyordu,gozum Kedi Ahmet bakkalda,cikmaya basladim,Arif’i gordum,Salih’i buyukdurmus’u,kucuk salih,mehmet,esekci Mustafa,beyaz atlari vardi,onunla bahcede oyalaniyordu,tam bakkala geldim,cebimde amcamin verdigi sari bir yermibes kurus vardi,hemen toz leblebi aldim,kucuk bir plastik poset icindeydi,daha alir almaz actim,hemen posetin icine parmagimi daldirdim,bir baktim bir sari yirmibes kurus cikmisti,benim toz leblebi bedavaya gelmisti,Kedi ahmet amcadan haftada iki kere toz leblebi alirdim,bunu rafta sectirmezdi,kendi uzatir verirdi,nedense bana hep bedava cikardi,acaba ben mi sansliydim,Kedi Ahmet amcami bana acirdi,yoksa kendimi koyardi ne hikmetse bunu cozemedim,her seferinde niye ciksinki bu nasil bir sans anlamadim,kucuk bir kedisi vardi tekir gibi,o bana bakar ben kucuk kasikla toz leblebimi yerdim,o zamanlar ne tavuk gogsu tanirdik,ne sutlac,bizim yegane tatlimiz leblebi tozuydu ,yada evde yapilmis,pepecura,yada paluze.

Yuklendim kufeyi tekrar,benmi onu tasiyorum, omu beni itiyor,belli degil,hemen arka sokakta kor Necmi,deli Mustafa’nin evlerinin onunden bizim arka bahceye kufeyi yikiyordum,uzun uzun soluklanarak,taki evden yemege cagirana dek,oturuyordum bahcede,yeni mahalleyi seyrediyordum,o zaman ne dusunce vardi,ne dert,nede hayal,

Sadece bir cuval.cuval icindeki kupeste civileri,hemde kaliteli,kursun civiler,her birini ebat ve boylarini,duz olanla egri olanlarini nasil bir aci verdigini ezbere biliyordum,her zaman dik durmak,gerektigini civilerden ogrendim,egik olanlar benden urkup,sirtimda sallaniyorlardi,lakin duz olanlar,inadina,iktidarlarini belli ediyorlardi,ama sirtim daha inatciydi,

Mustafa hadi oglum.annem yemege cagiriyordu,allah ne verdiyse .yiyorduk,
sonra .sonra.ya sonra,

Yemekten sonra bol limonlu,bakir buyuk caydanlikta demlenmis,ihlamur icerdim,neyseki bizim ihlamurlar,fazla demlendiginden cay’a yakin kirmizi oluyordu,ama bazen ihlamur sari olurdu,ama neden haftada iki kere acik sari olurdu bilemezdim,oysaki cok kolaydi bunu yapmak,gelir gelmez hemen,bidondan suyu koyar,altini yakardim ici hep ayni kalirdi,hep su cekerdik,bazen yeni yapraklarindan atar,ictikce icerdik,oyle bereketliydiki hic ama hic bitmezdi,tat ayniydi,cok lezzetliydi,bazen limonu butun atar,ilac niyetine icerdik,ve yatardik erkenden,

Yine sabah olmustu,taka sesleri ile uyanmistik,sabah ezanindan az onceydi,borekci hasan,rafetin kahve,sonra sabah namazi,Mustafa amcanin kahvesi,sandallar haydi rasgele,
ve ben daha cocuktum,
yillar gecti,
bu cucugun cocugu oldu,baba oldum,

Yine bir gun bu merdivenlerden cikarken,benim cocugum,baba hic dinlenmeden ciktin helal vallahi,tam seksen iki basamak var burda demisti,

Ben hayatimin hic bir doneminde saymadim,her basamak bana,hayati,mucadeleyi,yasami,gururu,saygiyi,solculugu,siyaseti,hakliyi,haksizi,zengini fakiri,asagidakiler,yukaridakiler,

Hep sariyer merkezde asagida oturanlarin nasil evlerine gittiklerini merak ederdim,tam bir duzen kesmekesligi vardi,ben yukaridan asagiya bakan bir alt kimliktim,,

Mutluydum,

Cocuktum,tahtadan el oymasi bir sandalim vardi,hic arabam yoktu,tel cember’im haric,kucuk boya kutumuz vardi , kupali saklanbac oynamak icin, ve patlamis kucuk topumuz vardi,mesatlikta piriketleri dizip oynadigimiz,

O zamanlar sekseniki basamak asagida sariyer vardi,temiz duygular,lastik papuc icinde mes giymis nur yuzlu insanlar, ama ter kokmayan.?

Mezarlarin ne oldugunu bilmeden, mezarlar arsinda yatip, yuvarlanip, oynayan mesatlik cocuklariydik biz,

Birde,sariyer tepeden bakan ,sariyerin hakimi,seksenikibin kere cikmis olan dimdik babam.

Dün , kanimda kufeler vardi yasmamimi tamamlayan,bugun,cuvallar var, hayatimi devam ettirdigim,lakin.basamaklar yoruldu,demir destek aldilar,hayata devam etmek icin.
03.01.2006.

Korunun merdivenleri.

Yukledik sirtimiz kufeyi
Tirmandik yokusa simdi
Kufenin ici sanki bilmece
Cozemez onu bekar kimse

82 basamakli merdiven
Her basamakta kufe doluyor drem drem
Kiziyorum belki dogaya
Hayati ogreten bu mutlu olaya

Kufe icinde uc gunluk nevale
Altinda insan gecinen avare
Toz pembe hayal oluyor mesgale
Yokustan cikmiyor kimse edemiyor havale.
13.06.1986.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1.2.3.4. YANLIŞ BİR DOĞRU ETMEZ.

ATATURK'UN OLUM SEBEBI SIROZ MUYDU?

SİYAH MARTI