Kayıtlar

2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İÇKİ MASASI SOLCUSU SENDE Kenar mahalleli

Resim
GALATA ICERDIK.DEVRIM YAPARDIK, BIRGUN BIZE SAYGI DUYMADAN, O KOPRUYU YENILEDILER, BIZ KOPRUDEN CIKTIK ,HAYATI GORMEYE BASLARKEN DEVRAN DEGISMIS,BEN SITALIN BASTA ZANNEDERKEN, ARADAN GORBACOV VE PUTIN GECMIS, BEN HALEN DAHA KOPRUNUN KALDIRILMAMIS AYAGINDA KALIRKEN, MIDYELERIN DOLMA OLDUGU ZAMANDA, MEPISTONUN ASK YUVASINA DENK GELDIGI DONEMDE IS TE O ZAMAN, RESMI TKP KURULKEN, KOPRU ALTINDA KALMISIM, TAM KALKIP YURUYECEKKEN, TKP.RESMI PARTI OLMUS, BEN, GAYRI RESMI RAKI, EMPERYALIZMINDE BOGUSUYORUM BELKI BIRGUN DEVRIM KOPRUDEN ZEHIRLI AMA BOK KOKULU YAKOMAZLAR İÇİNDE KENDIMI ADAM SANIRKEN, SARAPLAR, DLC OLMUS, VE MARMARA SISELERI YOK DENECEK KADAR AZKEN, BEN YOK OLMUSUM, KOPRU BILE ARTIK ACILMAZ OLMUS, HATTA KOPRUDE OLTAYLA KALKAN YAKALANIRKEN BEN VE DEVRIM, VE YATAGI OLMAYAN YORGAN VEDE VEDAT'IN KITAPLARI, HAYAT DEGISMISMI, BENMI GITMISIM, SOYLE SABAH UYANDIGIMDA BIR BAKTIM CAGOGLUNA HANİ KOSEDEN BIR YAMACTA EZANIN DUYULDUGU ILK YERDEN SOLA DONDUGUMUZDE ALDIGIMIZ BIRSEYLER, AMA

MUSTAFA BALCI'YI SUSTURUN

Günlerdir sıkıntıların içinde boğuştuk durduk, sıkıntıların ve dertlerin ortak kanalı olduk, bir dert, bir sorun, çilekeş sıkıntılar hep bizi buldu, sitemizde herkesin sesi olmak istedik, Aman insanlar heyecanını yitirmesin istedik, olur olmaz konular açarak her kesimden insanlara kulüple neden ilgilenilmediğini anlatmaya çalıştık. Yanlış giden bir sorun olduğunu ama bulamadığımızı anlattık, hatta sahiplenilmesini lakin bu sefer daha farklı mücadele olduğunu düşme potasında olduğumuzu anlattık. Hayal denizinde yüzmedik. Gerçekler ne ise nasıl görünüyorsa izah etmeye çalıştık, gerektiğinde kantarın topuzunu bilerek karıştırdık, her türlü eleştiriye açık olduğumuzdan tamam dedik suçlu biz olalım, olduk ta. Seyirci havaya girsin sitelerde yazan gerçekten bu takımın her zaman çilesini çekmiş insanları “gaz” verebilmek ve mücadeleyi farklı bir platforma çekmek için ayaklandırmaya çalıştık. Biraz daha ileri gittik, Gazcı dedim. artık insanların uyanması gerekiyordu, insanla

SAYIN SUÇLU VE SUÇLULAR

Sizler…… ……../ ……… ……. /……… ……… /…… ………… /………… ………../……… ……./ Gidin artık. Yukarıdaki boşluklara isimlerini layık görenler bu yazıyı okurken mutlaka kendilerinin isimleri yazılı olduğunu anlayacak kadar bilinç sahibidirler, okumuş ve yaşamın içinden gelen, leb demeden leblebiyi anlayacak olgunlukta insanlardır. Kendilerini iş adamı kimliğinden yancı kimliğine düşüren mevcut siyasi arena da artık saflar farklı yönde değişmeye başladı. Bugünler her şeyden önce gelip geçici, elbette sizlerinde siyasi çıkarlarınız ve düşünceleriniz doğal olarak olacaktır, bunlardan sebepleneceksiniz, Yaşamınızı, dostluklarınızı ve arkadaşlıklarınızı zaman zaman sevişmekten öteye getirdiğiniz, ailenizden daha çok zaman ayırdığınız sahte dostluklarında aslında geçici olduğunu yakın zamanda anlayacaksınız. Bu devran ters işlemeye başladı, devir değişti, güvendiğiniz dağlara kar yağmaya başladı, eski camlar bardak oldu, o kadar aklımda sizi anlatacak kelimeler var ki. Sıral

AĞLARKEN SESSİZ GEMİ

Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Gitme vaktiniz gelmiş sanırım, lakin arkanıza bakmadan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Kupa ya giden bir Sarıyer takımı meçhule gider farkına varmadan, Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sahipsiz olduğu sanılarak, sessizce kurban edilir, Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Dalgalanmaz bir bayrak, Yok yumruğu masaya vuracak kuvvetli bir kol, Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Mazide ki başarılar her daim yaşayan ve yaşatanlardan belli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Bugünleri yaşatanlara lanet yağdırırlar dinmeyen gözyaşları ile, Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Çaresizlik alıştırılır, Kalpler bu sıkıntılara alışın artık, Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!

SİZİ ARADIK!

23 ŞUBAT 2008 tarihi önemli günlerden biri idi! Bugünün muhataplarını ne kadar aramış olsak ta bulamadık. Aramak boşuna, yer yarılmış yerin altına girmişlerdi. Kaldırımdan, toprak yollardan, asfalt üstü çizilmiş beyaz boyalar altında kalmış olabileceğini düşünerek, çizgilere basmadan geçtiğimiz yol boyunca sağa sola bakarak yürüdük. Hafif ısıran rüzgar la birlikte bayraklarımız ellerimizde Çayırbaşı’na doğru yol aldık. Muhabbet geçmiş ve gelecekle ilgilide olsa hayallere dalmak bazen içimizi rahatlatmış olsa da gerçekler acı gelmeye başladı. Umut’un adı acı olmuştu verilen sözlere her ne kadar sıcak ve bir beklenti içinde düşünmüş olsak ta geçmişle kıyaslamak, değerlendirmek kaçınılmaz oldu. Eleştirmek, pek iyi bir gerekçe değildi, zaman tanımak, biraz fırsat vermek ve motivasyonu kırmamak lazım diye düşündük. Umut acıya dönüşmeden hissettiklerimizdi. Ne yazık ki beklentiler boşa çıktı. Rezaleti gördük. Takım da ruhun kalmadığını gördük, kolej havasın

SİZİ ARADIK!

23 ŞUBAT 2008 tarihi önemli günlerden biri idi! Bugünün muhataplarını ne kadar aramış olsak ta bulamadık. Aramak boşuna, yer yarılmış yerin altına girmişlerdi. Kaldırımdan, toprak yollardan, asfalt üstü çizilmiş beyaz boyalar altında kalmış olabileceğini düşünerek, çizgilere basmadan geçtiğimiz yol boyunca sağa sola bakarak yürüdük. Hafif ısıran rüzgar la birlikte bayraklarımız ellerimizde Çayırbaşı’na doğru yol aldık. Muhabbet geçmiş ve gelecekle ilgilide olsa hayallere dalmak bazen içimizi rahatlatmış olsa da gerçekler acı gelmeye başladı. Umut’un adı acı olmuştu verilen sözlere her ne kadar sıcak ve bir beklenti içinde düşünmüş olsak ta geçmişle kıyaslamak, değerlendirmek kaçınılmaz oldu. Eleştirmek, pek iyi bir gerekçe değildi, zaman tanımak, biraz fırsat vermek ve motivasyonu kırmamak lazım diye düşündük. Umut acıya dönüşmeden hissettiklerimizdi. Ne yazık ki beklentiler boşa çıktı. Rezaleti gördük. Takım da ruhun kalmadığını gördük, kolej havasın

BUNLARDAN KORKMAYINIZ.

İster spor olsun, ister yaşam hayatınızın her evresinde siyaset ile yakın temas kurun. Uzak kalmayın, ilgilenin, geçmiş dönemlerde yaşadığımız “Depolitizasyon” ülkemizin bu günlere gelmemize sebebiyet verdi uzak kalmayın. Birey olarak mücadelenizi verin. Birey olarak siyasetten uzaklaşırsanız “Apolitik” olursunuz işte o zaman hedeflerine ulaşmış olurlar. Sizi uyutmaya çalışıyorlar Sessiz kalmayın. Spor her zaman siyaset’in aracı olmuştur. Şayet mevcut yönetim Faşizm duyguları içine girince Sporla ilgilenmek kaçınılmazdır. Tarihi gerçeklerden kaçınılmaz. Bakınız; Neden Futbol Federasyonu? Ülkeyi yönetenlere “rahat” bir alan bırakılması, yönetimin sorgulanmasının engellenmesi noktasında futbol çok uygun bir araç olarak ortaya çıkmıştır. 1980’lerde Türkiye gibi, gelir dağılımının bozuk, büyük bir kesimin açlık sınırında yaşadığı az gelişmiş ülkelerde bu yola sıklıkla başvurulduğunu görmekteyiz. Aynı oyun 2007-2008 de açlık sınırların

ULU AZİZ PAUL

Uzun bir aradan sonra yeniden yazılarımıza başladık. Seyyah misali gezerek dert ve sıkıntılarımızdan uzaklaştık, güzel bir tatil havasındaydı geçen günlerimiz. Biraz deniz kenarında biraz tepelerde dolaştık her gün gazete kitap okuyarak siteleri tıklayarak geçti günlerimiz. Bazen iş yoğunluğu oldu kovaladık ekmeği, emeği, yazdık durmadan kimselerin farkında olmadığı kendi çabamızla yarattığımız zevklerimizle. Yok canım çıkmadık ki Sarıyer’den, Halkın içinde halkımızla yüz yüze koyu muhabbetlere daldık. Tüm ahali tanıdık tanımadık, cebren veya aşikâre eleştirilere maruz kaldık ki bunları yazsam roman olur. Uzar gider keyifler kaçar hiç ortamı germeden bahsetmeye de gerek yok. Biliyorum ki “doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” aman dedim mümkün olduğu kadar uzak durayım neme lazım belki günün birinde benimde Belediye’den veya Yönetim Kurulu ile işim olabilir ağzımızı sıkı tutalım yerin kulağı vardır diyerek dikkat ettim sustum yani. Halkı inandırmışlar UEFA

HERKES 7:15 VAPURU'NDA!

Bir zülfiyare dokunduk ortalık karıştı. Her telden bir ses çıkmaya başladı olur olmaz kimseler araya girdiler. Tamam dedik istediğiniz şekil de yazalım bu sefer de gereksiz yağcılıkla suçlandık. Taraf aslında ber taraf oldu gene yaranamadık.! İyi ve güzel yazılar yazdık insanları gaza getirelim, moral motivasyon olsun, takıma destek versinler, daha çok daha daha çok katılım sağlamak için sessiz çoğunluğun sesi olalım istedik yazdık. Korkmadan.cesurca doğruları yazdık. “Yanlızca doğruları yazarken muhatap olan kişilerin kaldırabileceği kadar olan doğruları yazmaya dikkat ettik.”Herkes Sarıyer’li olduğundan ve kişileri iyi tanıdığımız için de yazdıklarımıza özen gösterdik lakin son yazımda “ 2 YANLIŞ 1 DOĞRU ETMEZ” tepkinin tepkisi oldu. Bombalar üst üste gelmeye başladı araya büyüklerimiz girdi.Yöneticimiz aradı bende ne konuştuysak aynısını yazdım. Yazdıklarımda ne yanlış vardı sadece bir HİÇ. Ben insanların bazen aynaya bakmalarını istedim gerektiğinde a

1.2.3.4. YANLIŞ BİR DOĞRU ETMEZ.

Sayın ALİÇO bey telefonla aradılar. Yazmış olduğum yazıda doğruluk payı olmadığını söyledi.aynı zamanda isme “Ek” olan kısmının çıkarılmasını talep ettiler. Devam ile konuşulanlar. “ Aliço : Siz bu duyumu nerden aldınız? Nasıl böyle haber yazabiliyorsunuz? M. Balcı : Yanınızdan, sağınızdan, solunuzdan, arka sıranızda oturanlardan ama haber doğru yanlış olan nedir? A : Takıma elbette karışırım ve müdahale ederim. Musa sakattı ve 60 dk oyundan koptu telefonla aradım ve değiştirmesini istedim buna rağmen hoca Musa’yı 90 dk oyunda tuttu yani değiştirmedi. (Bu haberi kimden aldığımı tekrar sordu.) MB :” Demek ki haberimiz doğrulanmış oldu teşekkürler.” (Burada beni tanımadığından olacak,Bu sezon Şeref tribününe ikamet etmekteyim.) A : Bana nasıl “…ALİÇO” dersiniz dedi. Bana bu güne kadar böyle isimle hiç bahseden olmadı. MB : Aliço bey bende de biraz fenerlilik var! Camiadanım kime ne dendiğini iyi bilirim. A. Bu yazına düzeltme yazar mısınız? MB : Ben düzelteme yazısı yazmam ne konuşurs

2 YANLIŞ 1 DOĞRU ETMEZ

Başarısızlık ve Operasyon; Dilimizde tüy bitti derdimizi anlatamadık. Olmaz, olamaz, olamazdı. Sebeplerini çok iyi biliyoruz 2 galibiyet, 2 beraberlik, 3 mağlubiyet ve 7 maçta beklentilerin hüsranı hedeflerden uzaklaşma, gelebilecek tepkilerden korkmak ve hemen kurban bulundu gönder bir Sarıyerliyi daha. Bizler Mahmut Kocabal gitmesin dedik, bunu hangi şart ve şekilde olursa olsun yapmayın acele etmeyin yanlış kararlar arıyorsunuz dedik ANLATAMADIK! Lakin Erdem Acar’ı da niye getirdiniz de demedik. Hiç bir zaman da karşı olmadık sadece yapılan operasyona karşı çıktık YANLIŞTI! Fakat bir insan da neden bu insan tepki veriyor diye sormadı! Cesaret edemedi çünkü hiç kimse aynaya bakmak istemiyor. Gerçekleri bizim ağzımızdan duymak istemiyor sert ve tepkili konuşacağımızı sanıyorlar. Hayır beyler bu kulübün gerçek sahipleri bizleriz ve hiç bir zamanda kötü konuşmayız, konuşamayız lakin eleştiririz. Neden Yanlıştı? Mahmut hoca başarılı olduğundan yapılacak her hangi

३.İBRAHİM (FİGANİ)

Boş zamanlarda degil de her zaman kitap okumak gerekmektedir.bilgi,bilgiyi taşır yücelir büyür,büyüdükçe filizlenir.fidan olur,çınar olur,yüzyıllarca yaşar,bilgiyi paylaşmak ve yaşatmak gelecek nesillere tarihi taşımak,bilge kişilerin görevleridir. Osmanlı Devleti’nin Kanlı tarihi çok enteresan kelle avcıları ile doludur.Kuruluşundan Yıkılışına kadar her konuda verilen Fetva’lar ve Fetva’sız tüm kararlarda uygulanan kafa koparma hadiselerinden biri de dogruyu söylemektir. Osmanlı Padişah’ı öldü.Padişah’ın ölmesi,gizli kalması düşünüldü.padişahın öldüğünün kimse tarafından bilinmemesi gerekiyormuş,çözüm olarak öldüğünü bilen kişilerin öldürülmesi düşünüldü.(devamla) ‘’…Veziri azam bu olayı gizlemeye çalıştı.hatta bu durumun gizli kalması için padişahın hekiminide bogdurdu…’’(Osmanlı tarihi,Prf.Dr.Abdülkadir Karahan.Cilt 1.s.85.) Biz yinede hikayemize dönelim.İki İbrahim. Kanuni Sultan Süleyman,Macaristan’ı işgal ettiği zaman bir Kral heykeli bulunur,Bu heykeli alan Vezir İbrahim

DAL VE YAPRAKLAR

Artık üzüntü ve gelecekle ilgili tasalar ve kaygılar bitmiş! Önümüze umutla bakıyorduk.Umut, yarınlarımız için ışıktı,Aydınlık gelecegi mumla degil,projektörle dahi bakmaya gerek kalmadan görebilmemiz çok basitti.her taraf ışıl ışıl yanıyordu. Temiz,güler yüzlü,berrak insanlar vardı artık,gelecege umut la bakarken,Plan ve projeler gerçekçiydi,Hayal dünyasında yaşamıyorduk,inanıyorduk,inanmıştık.inanacaktık! Elbette güven çok önemliydi.bu birlikteligin vermiş oldugu cesaret ve kararlılıkla hayalciligin de üstüne renkli kelimeleri koydugumuzda işlem tamam olacaktı.! Sabretmek.sabırlı olmak,sessiz ve kararlı olmak.her şeyin üstesinden gelecek.sadece sabretmesini bilmek gerekti. Ben maça gidemedim.araç bulabilirdim.kendi imkanlarımlada gidebilirdim.olmadı ayaklarım gitmedi.gidemedi. o halde, günü en iyi şekilde degerlendirmek lazımdı.. Sahil de degil de adres degiştirip dogada kendimle başbaşa kalmak istedim.gezdim derin derin nefes alarak,temiz hava iliklerime öyle bir işlediki ne si

ÇİNGENE PALAMUT'UN AŞKI

Bugünlerde hiç yazı yazmak gelmiyor içimden.hava 13 derece oldu.3 gün evden dışarı çıkmadım,bir grip olmuşum ki agır geçiyor yani,bayram günü öyle bir çarşıya indim bayramlaşma derken erkenden eve geldim.ertesi gün yine aynı vaziyet uff çekilmiyor keyifsizlik. Hafta doldu.erol yazı bekler biz ne yazıcaz ki konuda kalmadı mubarek.zaten bir sayfa yer veriyor.uzun yazıyorsun yazının yarısı gidiyor.her taraftan tırpan durumları yani.aslında çok konu var yazılacak.geçmiş yazılarımı okurken ‘’Devam edelim mi?’’ yazı dizime pek te öyle cevap alamadım.devam etsem zaten ‘’kimse okumuyor ki.!’’gibi oluyorum.yazılara cevap alamıyorum.neyse zaman zaman ‘’Devam ederiz.’’icabında.! Bu hafta pek ciddi konu bulamadım! Maçı zaten yazmak işime gelmiyor.Eyüp maçından sonra belki yazarım.en iyisi ‘’Moderatör,Editor.Admin alayına selam verip haftalık yazımızı bir Aşk hikayesi ile geçiştirelim. Arnavutköy’ün Çilek leri çok meşhur dur.Zekeriyaköy’ün ise Kirazları.hele ki tarihi K

HEMEN ÇOCUK OLURMU

Yine tarihi bir genel kurul yaptık etlisine sütlüsüne dokunmadan, dostane ortam içinde, herkes mutlu huzurlu ve sevgi dolu, hep gelecekten ümit bekleyen çok büyük projeler ve hayallerle bir umut dünyasında yeniden yol almaya başladık. Eh Balcı da kurtuldu artık son zamanlarda hastalanması, uykusuz geceleri, yaş 75 dinlenmesi ve rahat huzurlu yaşaması gerekirken girmiş olduğu sıkıntılardan kurtuldu artık. Allah bir daha böyle zor günler yaşamayı kulübümüze nasip etmesin. Aslında hemen bir Genel Kurul yazısı yazılamalı gidenlere methiyeler dizilmesi lazım. Yani sitede veya gazete de aslında bizim gibi yazanların önce başkanı tanıtması yeni seçilmiş olan yöneticileri bir güzel tebrik etmesi lazım.olmuyor.olamıyor. Aklımız almıyor da bazı haberlere ondan dayanamıyorum daha henüz 12 saat bile geçmeden haber sitesinden öğreniyorum ki nasılda ip geçiriyorsunuz insanların kafasına bunu anlayamıyorum. Daha gelir gelmez ilk icraatın hoca göndermek olduğunu bütün problemi

VAY BABA TORİK VAY

Tamam devam edelim!.. İnsanın başına ne gelirse meraktan gelir derler haklılar tabi gerçekten merak etmek insanı daha derin düşüncelere sevk ediyor ve farklı düşünmeye başlıyorsun. Sorular birbirini kovalıyor nasıl olur diye takıyorsun. Mesela bir Futbolcuyu kim ne amaçla nasıl transfer eder? Bildiğimiz seyredilir, beğenilir, teklif yapılır ,uygun bulunduğunda karar verilerek alınır, alınan her futbolcu kulübünün mukavele şartnamesinde belirtilen ve karşılıklı imzalanan metinle kulübün malıdır. Yani ben Kulübümü çok sevdiğim için ve bu sevgime karşılık olarak bir hediye vermek istiyorum bu hediye bir futbolcudur bonservis bedelini ben ödedim ve karşılığında lisanslarının çıkarılmasını sağladım. Mukaveleyi yaptım ve oyuncuyu oynatmaya başladım sezon sonu transfer ayında benim getirdiğim futbolcuyu ben aldım başka bir yere getirdim ve orada oynatmaya başladım. Veya elimdeki bir malı aynı işi yapan bir dostumun yanında karşılık

ARA BOZUCULAR SİZİ

Sayın Yusuf Tülün 1.dönemdeki 5 yıl süren başkanlığında Eyüp Odabaşı da aynı dönemde kulübümüzde yönetimde bulunuyordu o zamanlar hiç problem yoktu şimdi niye var? Sentez de açıklandığı gibi taraflar ne kadar siyasi? Yusuf Tülün doğal olarak siyasetten beslenmek zorundadır. Eyüp Odabaşı her zaman kendisini siyaset dışında tutabilmiş ender insanlardandır. Akraba bireylerinden birinin seçimlerde aktif siyasete görev alması ve diğerinin sadece oy ile bunu desteklemesi kadar da doğal bir hareket olmaz zaten, lakin aynı düşünceyi belirleyen faktör değildir. Aynı düşüncede hiç değildir. Oysa ki desteklenmiş olan seçimler de Sarıyer kulübü en az desteği almış olduğu zamandır. Çelişkiler, Hırs, İhtiras, Yanlışlıklar. 2 yıl önceki hangi hırs ve şekillerde bugünkü kaos ortamı yaratılmıştır! 2 yıl önce Eyüp Odabaşı’nın zamanında tüm futbolculara öyle mukaveleler yapılmış ki hep profesyonellik gereği etik olarak giden hiçbir oyuncu bonservis bedeli alınmadan verilmemiştir. Bilakis

KUR MANGALI

Yaz dönemi bittiginden bir yanda iş kovalarken mecburen café de takılıyorum.gidecek pek bir yerde yok.sıcaktan milletin anası aglamış tek serin yer Sariyer Spor Kulübü cafeteryası. Bir den rüzgar çıkıyor,derin derin soluklanıyorum,deniz kokusunu içime çekiyorum ohh diyorum.ohh beee. Son 10 gündür her gün orda taklıyorum.gazete,çay derken bir bakmışım müdavimler gelmiş.yaşlısı ,genci,balıkçısı,emeklisi,oyle kolay kolay sormadan da oturamazsın istedigin yerlere,her yerin sahipleri var. ben pek yadırgamıyorum.çalışırken bilirim 25 sene aynı yerde oturan şayet yer doluysada giden çok insan tanırım.Benim yerim dolumu? Evet şu anda müsait degil isterseniz buraya alalım.neyse cafeyi gene yazarız tam ve detaylı olarak.orası bir başka muhabbet.hiç bir zaman atlanmaması lazım.oyle konular konuşuluyor ki dinlemeyen bin pişman.! Işte muhabbet bu konu konuyu açıyor.biz de dinliyoruz. Zaten kaçmak mümkün degil.genelde oglen kalkıyorum,babam arıyor nerdesin.geliyorum.evet anlaşılan haber

YA HERRO YA MERRO

Bir yolun başlangıcımı! Sonumu? hiç bilinmiyor.Öyle zor günler yaşanıyor ki Sariyer de akıllara zarar. Hani bazen düşünüyorum da.yıllar önce zorla kovmaktan beter ettigimiz bazı insanların aslında bu kulüp için nasıl önemli oldugunu,nasıl yaşatmak için mücadele verdiğini,bin bir dereden oyunlarla yönetici bulmak için dükkanın tezgah arkasında ne kulisler döndürdüğünü,yinede kötü olmak pahasına sırf Sarıyer Spor Kulübü yaşasın ama millet bizi kötü bilsin dercesine yapılan fedakarlıklar.yönetici bulmak için arkadaşlıkların,dostlukların,adam kandırmacaların,ara gazlarının,müthiş telefon trafiğinin,nasıl ama nasıl becerildiğinin tam içine düşmüşüm mubarek. Vayy beeee. Müthiş bir olayın içindeyim de haberim yok.hani yaşananları bir yazsam roman olacak.lakin bir gün gelecek ama cok yakın bir zamanda YAŞAM VE ÖLÜM romanı yazılacak. Yok böyle bir olay yaa. Bu insanlar nasıl bir savaş veriyorlar.içinde olmadan anlamak mümkün degil.bazen bana bile pek inandırı

DOKUNMA KALSIN DOSTUM

Son senelerde hep yardım için savaştığını zannedenler .darbeler vurmaya başladılar.bir yokuştur çıkmaya çalıştığımız ne gariptir ki bitmeyen ve ulaşılmayan bu yolun,dermansız kalan yerlerinde kan ter içinde kaldıgımız her tepelemeler de? Tepeler üstümüze gelirken ama üstümüze üstümüze! Yıkıldığımızın resmi dir dediğimiz her nefesimizde,derin soluklarımız ve kendi dünyamız.tam soluklanacakken bir bakışımız etrafımıza ama nafile.tıkanmışımız diz boyu..nafile dünyanın nafile namazları ve nafile zamanların zamansız duaları. Sus kimseler duymasın sus? Çaresizligimizi kimseler duymasın sus?.yapamadıgımız atılımları bahsetmene gerek yok.transferlere gerek yok. Yeniden yapılaşmalara ,ciddi kararlar vermene gerek yok. Borçlardan bahsetmene gerek yok.sadece Genel Kurul yaparak yükten kurtulmaya gerek yok. Offf.offf.offff.offf.Yalancı Dostluklara gerek yok.nefretimizi içimize gömerek bu yolda fedadır bedenimiz.gerek yok. İçini - içimizi karartmaya gerek hiç yok. Para pul neyine Dostum.Gurur ,Namu

MEFTAYI NASIL BİLİRDİNİZ

Sabredin.! Nereye kadar? Nasıl bir geleceği bekleyeceğiz. Neyi nasıl hayal edeceğiz, içimizde umut olacak bir ışık dahi göremiyoruz. Körelmiş sevinç, bastırılmış duygular, sevginin verdiği saygıyla oluşan bekleyiş, tepkisizlik ve herşeyin kaybolduğu bir anda yeşermeye başlayan Sarıyerlilik kıvılcımı. Ah işte başlıyoruz, işte bu böyle olmalıydı diyerek beklediğimiz aslında boşa geçen günlerimiz. Bir baksan etrafına gerçek gözlerle görsen sokaklar da, kahve köşelerinde, Pazar da sabahın ilk ışıklarında işe giderken dolmuşlarda, kuyrukta beklerken bir selam verip de ah işittiğimiz üretgen filozoflarımız, o kadar çok ki aldığımız öneriler, Sarıyer’in geleceği ile ilgili planlar ve projeler, çözüm yolları saymakla bitmez. Sonuçta hep gelinen nokta Yonetim Kurulu ve Bir Başkan, Sarıyerli bir Başkan. Sarıyerli sezonun nasıl biteceğini pek düşünmüyor, çıkıp çıkmamak pek önemli değil, başarılı olmakta hakeza projelerinde yok, sadece nasihat ve beklentiler var. Birde çözümlerde yeni yönetim. İşt

KİMSELER DUYMAYACAK

KİMSELER DUYMAYACAK!.. Gelişmeler, yönetim de alınan kararlar, gizlilik. SIRLAR DÜNYASI sanki kimden kimlerden neyi saklıyorsunuz merak ediyorum.Çok enteresan bir sezon yaşıyoruz, düşmeden kurtulduk bizlere şampiyon olarak kutlamamızı istediler oysa sadece grup atlamıştık yani yeni bir lig şampiyonluğu değildi yaşadığımız. Yönetim tüm çalışanları tembihlemiş KİMSELER DUYMAYACAK! Neyi duymayacak onu anlamadım demek ki saklayacak bir şeyler var? Yanlış olan bir konu var o zaman? Neleri saklayabileceğinizi düşünmeye başladım ister istemez konunun en derinliklerine girmeye başladım. Evet evet bazı haberler hatta yönetim odasında olanlar bile dışarıya sızabiliyordu bu nasıl bir istihbarat değil mi? Beyler SAĞIR ODA değil ama SAĞIR SULTAN bile duyuyor da siz mi nasıl haber uçuyor diye şaşırıyorsunuz. G 15 hayatım sizinki kendinizi ele veriyorsunuz yani problem içinizde? Sarıyer de hiç bir konuyu örtbas edemezsiniz. Hele ki bu kulüple ilgiliyse buna emin olun. Bu başarısızlığı nasıl

KİMSE OKUMAZ YAZDIKLARIMI

KİMSE OKUMUYOR NASIL OLSA… Bugün maça gittim her zaman ki gibi. Sizlerle birlikte rezaleti gördüm. Şöyle yan gelip uzanmak istedim tribünde ayaklarımı uzatmak ve rahat rahat maç seyretmek istedim olmadı olamadı. Tam maça girmek üzereyim istiklal Marşı çaldı. Kuyrukta bir on kişi bulunuyorduk, sağ tarafımızda açık girişinde iki polis arkadaşımız vardı önce selam verdiler ellerini kaşlarının üzerine koyarak baktılar etrafta bayrak yok ben ve vatandaşlar var eller indi. Hazır ol da beklediler bu arada marş devam ediyor, kuyruk devam ediyor, bir yandan bilet satılıyor bende esas duruşta bekliyorum arkamdan beni itiyorlar ah canım kardeşlerim dedim ama nafile sırayı verdik tabi keriz gibi onların dilinde, olsun turnikeden geçiyorum görevli polis arkadaşlar ceplerime bakıyor bende zuladayım tabi para cüzdanımın içine çakmağı koydum. Sigara boşta bir telefon, anahtarlıklar var. bir dilaltı 5’lik isordil malum kalp hastasıyım 3 damar by-passlı elbette sigara olmamalıydı oysa biz sigara içebilm

GÖRÜRSEM SÖYLERİM

Mevsim normallerin üzerinde seyrediyor. Ocak ayında kar yok tuhaf bir kış mevsimi yaşanıyor, camdan bakmak istiyorum, kar tanelerini seyretmeyi özledim. Kaşkollar İrlanda modası içten geçmeli bir kasket hafiften yan çekilmiş balıkçı çizmeleri ayaklarda kot pantolon paçaları içinde mevsim kar bekliyor kar. Kulakları ısırtan bir soğuk hava var. Gecenin karanlığında elimde bir duble Kara Efe rakısı balkonda sigaramı tüttürüyorum boynumda kaşkol yok ayaklarımda çizme kafamda kasket yok. Hava durumu kar gösteriyor bir beklenti içindeyim.Serin serin lakin anasonlu ince bardakta Kara Efem ve dudaklarımda sigaramı tüttürürken, soğuk pekte beni üzmezken hani laptop’dan gelen ding dong sesi ile odama dönüyorum. Biraz geçte olsa bakıyorum msnme dolmuşta dolmuş. Oo vay baba Grupbeyazmartının ağır toplarından Cüneyt habire yazmışta yazmış. Gördün mü 2 puan nasılda gitti olacak şey değil kale arkasında kudurdum. Hele defans adamı son anda ayağının ucuyla nasıl çıkardı yemin ediyorum kahr