Kayıtlar

2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

OYUN BİTTİ!

Resim
Ne yaparsanız olmuyor! Farklı hamleler de bulunmak… Farklı düşünceler de hareket etmek… Her dönemin kıskançlıkları, ihtirasların peşinden giderek hayal peşinde kendilerini sorumlu hissederek, olmayan sorumluluklarda çırpınmak… Hayallerin peşinden gitmek ve hedeflere ulaşmanın tek yolu dürüst olmaktır. Yaşamda dürüst olmaktır. Yüzlere gülerken, arkadan konuşmamaktır. Eleştirilen insanlarında bir insan olduğunu unutmamaktır. Sarıyer Spor Kulübünde yaşam tarihten ibarettir. Yüz kere bin kere yazsak bıkmadan usanmadan satırlara mısralar döksek Âdem oğlu anlamak istemedikten sonra, Havva’ya yaprak taksan da yaprağın incir yaprağı mı olduğunu anlayamayan insanlar var. Zeytinyağlı dolma olmuyor boşuna uğraşmayın. Sarıyer Kulübü bir karşı devrim yaşamış ve bunu en kısa zamanda az bir zararla atlatarak önleyemeye çalışmıştır. Yıkamadılar! Olmuyor işte! Ne yapsan olmuyor. Yönetimde idari kadroların yetki ve kulübün simgesel çalışma şeklini değiştirsen, görev ve çalışma anlayışını yok etmeye çalı

Devrim İçini Boşaltmış

Aziz Yıldırım’ın Başkanlığında uzun mesafeler kat eden ve Devrim niteliğinde kararlar alan bir yönetimden, Bugün farklı bir anlayışla kiloda ağır, Parada pahalı alınan emekliler tayfası ve bugün bunu eleştiren bir türlü kabullenilemeyen hep muhalefet tam muhalefet anlayışını sürdüren zihniyetler. Aziz başkan döneminde nasıl devrim yapmıştık? Devrim neden bu kadar kısa sürdü. Sebepler ve engeller neydi. Önümüzdeki 100 yıllık Sarıyer Kulübünün gelecek projesi nasıl rafa kalktı. Bir rüya bir şekilde bitti. Yeni bir seçim ve yol haritası çizildi, Biraz eksik bir yönetim, lakin büyük paralarla hazırlanan bütçe. Zenginlik baş döndürdü, Hoyratça harcanan ve yükün ağır gelmesi bazı parçalanmalara sebebiyet verdi. Hataların tamir edilmesi oldukça zor, gelecek nasıl şekillenecek onu futbolcularla yöneticiler belirleyecek. Hızlı gidiyoruz, bu hıza ayak uydurmak oldukça zor geliyor. Yaralar var, sarılması gereken kanayan büyük yaralar bunlar. Elbette bugün gelinen

Sen SUS! İhbar Ediyorum?

Resim
Kimseler duymasın. 28 Ekim gecesi saat 19.30 da Sarıyerliler Derneğinin tiyatro salonunla illegal örgüt toplantısı yapılacakmış. Genel olarak katılımcılar gizli telefon görüşmeleri ile toplanılmaya çalışılmış, herkese kesin emir olarak sessiz olunması ve kimseye haber verilmemesi tenbih edilmiş. Bir grup karşı devrimci eski ATATÜRK’ çüler, Her şeyi göze alarak yaşamlarının bu son günlerinde bir araya gelmenin derin sessizliği içinde bir örgüt toplantısı yapmak istemişler ve ve toplantının çok gizli olmasına özellikle dikkat ediyorlarmış. Gündem ve program; - Komite çalıştayı içinde bulunan mevcut öğretmenler masaları düzenleyecek. Salon temizliği yapılacak. Ve olası baskında mazeret olarak tiyatro için için temizlik yapıyoruz ve kendi aramızda idealist olarak emekliler kervanına katıldığımız için kendi aramızda toplandık diyeceklermiş. - 2. Aşamada öğretmenler ve Dernek üyeleri zamanın birinde gerilla lideri olan Mustafa Kemal’ in Türk bayrağına yamalanmış kalpaklı posteri merdiven üs

KUZEY’E SOR BAKALIM, GÜNEY NEDEN SICAK?

Resim
Sarıyer’de Siyaset ısınmaya başladı, Gün geçmiyor ki yeni bir haber, Yeni aday, Yeni bir oluşum, Yeni bir siyaset çıkmasın, Her taşın altında bir hareket, Dedikodu üretme, Laf kalabalığı arasında siyaset yapmak için farklı ideolojilerin içinde barınırken, sadece yer tutmak ve gündemde kalmak, Siyasilerin ve kamu oyunun ilgisini yüksek tutmak adına, Mevcut hareketlere entegre olmak, Hareketin İçinde var olduğunu gösterebilmek ve Vizyon reklamı ile kendini pazarlamak olmasın. Siyaset, Her hangi bir partide yapılabilir, İnsanların hedefleri olabilir, İdealleri yüksektir, Bir yerlere gelebilme adına, Mevki, makam ve topluma hizmet yapabilmek için siyasetin çeşitli kulvarlarında boy gösterilebilinir, Kitle örgütleri kurulur, bunların içinde sosyal çalışma yapılabilinir, her hangi bir menfaat ve kazanç beklemeden yapılan tüm sosyal çalışmalar takdire şayandır. Lakin! Yapılan sosyal çalışmalarda niyet kendini pazarlamak olmamalıdır. Her türlü aktivitasyon da sadece “Ben” olma

İNSANLARIN ARASINDA!

Resim
Kuzey Rüzğarları esiyor! Hava oldukca ılıman. Sahil nemle kaplı, oturma bantları ıslak. Adımlar hızlı denecek kadar, Sevgili kayda değer lakin lafı yapılamayacak kadar önemli. Dostumla muhabbet ediyorken adımları sayamıyoruz, Üşüme ile silkeleniyoruz ve birden kendimizi insanların arasında hissediyoruz. Hava sertleşmeye başlarken sefaret önünde. Derin düşünceler. Rüzğardan sakladığımız sigaramızın ateşi. Sol eller malum cepte. Yürüyorum insanların arasında. İki yaşlı bir çifte rastlıyoruz. Bir birlerine sarılmış, malum emekli insanlar havasında, Geçim sorunu illaki var sanırım. Yanı başımızda mezunlar derneği varken bir çay içilmesi arzumuz olacaktı, içimiz bir tuhaf oldu. Düşüncelere daldık. Konu konuları açtı. Biz konuştuk, konuştukça sustuk. Konuştukca susadık. Dillerimiz birbirine dolanmış. Ağzımızı kilitlemişlerdi sanki, Bir süre yürüdük, Arkamıza bakamayacak kadar gururlu olduğumuzdan düşüncelerimizi konduramadık.

DEĞİŞİM’DE DEĞİŞİR.

Değiştiriyoruz! Neyi değiştiriyoruz onu anlatmaya çalışayım. Ne oldu da birden değişim sürecine girdik. Henüz yeni bir başlangıç ve yeni bir yönetimle kazanılan bir seçim sonucunda nasıl olurda yönetim değişir onu anlatayım. Mevcut yönetimin kadro değişikliğini anlarım. Başarısızlığı kanıtlanmış olunan bir Belediyeyi seçim sonucu kazanmak ve eski kadronun yerine yenilikçi bir anlayışla ve siyasi olarak değişikliğe gitmeyi çok doğru bulurum. Yeni Belediye Başkanı kendi kadrosunu kurar ve çalışmalara başlar, buraya kadar her şey güzel. Fakat başarısızlığı devam eden ve her hangi bir çalışma yapılamayan, Açıklanan ve söz verilen projelerin hiç bir başlangıç noktası dahi oluşturulmamış fikirlerin. Uygulamada veya görev alındığında bir den bire sorunlarla karşılaşılması ve buna hazırlıklı olunmaması sizce değişimi gerektirir mi? Tabi ki değişimi gerektirir. Değişirken acaba Başkan tutucu ve Katolik sol siyaset anlayışından nasıl

DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK

Resim
Her zaman olduğu gibi kendimi frenleme gayretlerimin sonuna geldim, Yıllardır yazarım, düşüncelerimi açıklarım, Toplumu farklı bir açıdan bilgilendirmeyi, Sessiz halkın sesi olmaya çalışırım. Bunu yaparken de genel olarak tepkiyi çeken ben olurum. Yine sabrın sonu selamet olması açısından bu eleştiri ve muhalif olma hastalığım nüksetmeye başladı! Neden? Başkan eleştirme alışkanlığımı hep bana yüklenirsiniz de genel suç Başkanlar da aranmaz? Hiç hata yapmayan bir Başkanı eleştirdiğim görülmüş mü? Pes yani! Seçimlere az biraz zaman kalmıştı. Aday adayları belirlenmiş. Meclis üyeleri tespitine az bir zaman kalmıştı, Sarıyerliler Derneği Konferans Salonunda Merkez mahallesi toplantısı yapıyorduk. Kesinleşmiş Adayımız Şükrü GENÇ ve Başkan adayına eşlik eden Meclis adaylığı kesinleşmemiş Ali Rıza YILMAZ toplantıya katıldılar. Sarıyer delegasyonu toplantılarda sıkıntılarını paylaştı ve Başkan gelecekte yapacağı projeleri anlattı. Ali Rıza YILMAZ ise seçimde yapılacak

Baykal geldi değişim başladı

Resim
Baykal geldi değişim başladı Deniz Baykal'ın Sarıyer ziyaretini Sarıyer Manşet yazarı Mustafa Balcı değerlendrdi. Değiştiriyoruz! Neyi değiştiriyoruz onu anlatmaya çalışayım. Ne oldu da birden değişim sürecine girdik. Henüz yeni bir başlangıç ve yeni bir yönetimle kazanılan bir seçim sonucunda nasıl olur da yönetim değişir onu anlatayım. Mevcut yönetimin kadro değişikliğini anlarım. Başarısızlığı kanıtlanmış olunan bir belediyeyi seçim sonucu kazanmak, eski kadronun yerine yenilikçi bir anlayışla ve siyasi olarak değişikliğe gitmeyi çok doğru bulurum. Yeni Belediye Başkanı kendi kadrosunu kurar ve çalışmalara başlar. Buraya kadar her şey güzel... Fakat başarısızlığı devam eden ve herhangi bir çalışma yapılamayan, açıklanan ve söz verilen projelerin hiç bir başlangıç noktası dahi oluşturulmamış fikirlerin. Uygulamada veya görev alındığında birden bire sorunlarla karşılaşılması ve buna hazırlıklı olunmaması sizce değişimi gerektirir mi? Tabi ki değişimi gerektirir. Değişirken acaba

KONSEY TOPLANDI

Resim
Gündüzler gece olmadan yoğun proğramlar üst üste gelmeye başladı. 1 Eylül, yani 2 Dünya savaşının başlangıç günü. Biz de tam tersi Dünya barış günü. Nasıl bir alaka, Şavaş başlangıcı barış oluyor. Sizleri tekrar “TOLSTOY’ un SAVAŞ ve BARIŞ kitabı’ nı okumaya davet ediyorum.” Belediye dağıtmıştı. Olmayana ben hediye edeyim. Nasıl yani halen daha bir alaka bulamadınız mı? Sarıyer Tarihinde bir önemli gün daha tarihe yazılacak. Günlerden 2 EYLÜL 2009 “PALAMUT KONSEYİ TOPLANDI!” tüm TORİKLERE DUYURULUR? 2 Eylül günü torik avcıları hedeflerini bilinmez bir sebeple ufak dilimler halinde kamuoyuna duyurmak istediler. Yetiştiricilik ve haksız volilerin engellenmesi, Avcılığın bilinen kurallarda yapılarak eşit yetiştiricilik paylarının adaletli dağıtılması, Aynı sahalarda yapılan sortilerde azami ve asğari ölçüde birlikte hareket edilmesi kararı alınmasına denilerek, Maalesef Konsey palamut avcıları ve yetiştiriciliği adil paylaşım için toplanmışken, Maalesef diyorum, Torik avcılığı hayaller

BENZİNCİ

Umut Dünyası, Bugünlerde hayaller kuruluyor, Çok iyi olur. Gelecek için sürekli kalıcı yatırımlar hazırlamak, Kurulduğunda Yıllık geliri ile en büyük sorunlardan biri halledilmiş olacaktır. Yani Sarıyer Spor Kulübü için hayal kuran yazarlarımızın. Aslında sitem ve isteklerini okumaya başladım. Benzinci açılacakmış ve geliri Sarıyer Kulübüne kalacakmış. Hatta AVM filan da var işin içinde, Okudum Eyüp Odabaşı’nın harika yazısını, Umut veren projeler. Tabi bu projelerin yüklenici firması da adres olarak gösterilmiş. Tesisin adı dahi konulmuş. İnşanlah hayaller gerçek olur. Sakın her zaman yazılarımda ters uslup kullandığım için yanlış anlamayın. Öyle kimseyi eleştirmek istemiyorum, kalpler kırılmasın, gücenmesin. Ramazan dolayısı ile sinirlerin laçka olmasını istemiyorum. Herkese hayırlı ramazanlar dilerim tabii. Ramazanda Teravi sonrası Bazılarının duaları farklı oluyor. Yani iletişimde uzay çağını geçtikleri için direk dua ettiği an hemen

ÇIPLAK YAKLARIMA POSTAL GİYDİRDİLER.

Yalnız yürüyordum. Sessiz çığlıklar içinde. Geçmişimi siper etmiş. Derinlere dalarak yürüyordum. Hiç, Ama hiç ardıma bakmadan, Yakamozlar içinde büyüdüğüm sahilde. Dalgaların sessizliğinde. Bir gece vakti, Yalnız, Ama kimsesiz. Bir ben vardım. Bedenim. Hayallerim. Sakiliğim. Boş kaldırımlar. Her saat başı geçen otobüsler. Aşıkların bir arada volta attığı son sahil şeridinde yürürken, Yalnızdım. Piyasada gecenin bir vaktinde gezerken Ben! Çevirmenin kuzu çevirme olmadığı zaman dilimde. Heyy. Hey beyim ehliyet ruhsat. Kimlikler. Yanımdaki Kim? Kim se işte. Sicil kayıtları ve ben, Hırsımdan postal giymek istediğim hülyalarım. Eşdeğer aşklarım. Sevgim. Dostum. Arkadaşlarım, Size göre ben beklide bahtiyarım. Ama değilim! Çıplak mı çıplak ayaklarım. Bir çizgi üzerinde yürüyorken, ispat şavaşındayım. Faşist duyguların. Alman es es subaylarının kontrolünde, Bir çizgi üzerinde yol almaktayım. Ben ve çıplak ayaklarım. Nasır bağlamış, bedenimde. Yürümekte zorluk çekerken, Bir çizgide do

Bir Bilen ve Bilinmeyen Gerçekler 1

Özgün bir tarih kuramcısı, kültür, siyaset, felsefecisi ve toplumbilimci olan İbni Haldun, tarihsel olayları toplumsal, etnik, kültürel, siyasal, ekonomik, hatta coğrafi ve biyolojik koşullarla bağlantıları içinde değerlendiren ilk düşünürdür. Yirmi yaşındayken, Tunus’un yönetimini elinde bulunduran Beni Hafs hanedanından Sultan Ebu lshak’ın kâtipliğine getirilmesiyle İbni Haldun’un çalkantılı siyasal yaşamı başlamış oldu. Bunu, Biskra, Fas, Gırnata, Bicaye, Tlemsen gibi merkezlerdeki benzer görevleri izledi. Bir ara Fas Emin Ebu İnan onu bilim meclisine kabul etti. Bu görevdeyken siyasal bir nedenle hapsedildi. İki yıl sonra yönetime getirilen Ebu Salim onu önce sırkatibi, ardından da «mezalim» dairesi başkanı yaptı. 1362’de İspanya’ya geçerek eski bir dostu olan Gırnata Emiri Ebu Abdullah Muhammed’in hizmetine girdi. Bir yıl sonra emir onu Castilla Kralı Zalim Pedro nezdinde elçi olarak görevlendirdi. Bir süre sonra Gırnata emirinden izin alarak Kuzey Afrika’ya dönen İbni Haldun, Bic

Sayın EROL ACUR!

Resim
“ İnsanlar sıçtığı bokla oynamazlar” Gerekli detay yazıyı aynı senin gibi davranan zatı muhterem insanlara “ rumuz olarak yazan ki bu sen sin” sanal kahramanlıklar HİÇ GEREK YOK. Eğer senin hayatına bir şeyler kata bildiysem ne mutlu. Yazıları geri çekmeye gelince! Hiç kimse kendi, yazdığı bir sitede site yöneticilerinin aynı hakaretlere maruz kalarak yazı yazmaya devam edemez. Ben de o yüzden sitenizden ayrıldım bunu içine sindirememiş olabilirsin. Normal karşılıyorum. Ayrıca babası hakkında yazılan bir kötü söz için ki İbrahim Balcı dır. Nasıl aynı yerde dururum. Seni Sarıyer kulübüne üye olmadığın “ hayatım boyunca olmam dedin.” ve benim yıllarca senin üye olmanı istediğim Sarıyer kulübüne üye olmadan yedek üye seçilen bir insansın ve seni sayın İbrahim Balcı üye yapmıştır. “ BENİM İSTEK VE ARZULARIMLA.” Sen yedek yönetici olduğun için. Sakın iş muhabbeti yapma. Buna martılar güler! Hedeflerini ve arzularını biliyorum. Her şeyden önce Sarıye

İBNİ HALDUN (2)

Eleştirisel eleştirinin eleştirilemez gerçekleri Yaşarken cevap verebilmenin derin huzuru içindeyim.! Nasıl yani! Günümüz doldu da öldük mü? Ecelimiz mi yaklaştı. İleriyi görüyoruz derken bu kadar ileri gidebileceğimi tahmin bile edememiştim. Oysa yaşarken hatalara cevap vermekten ilerisi için düşündüklerimizi gerçekleştirebilmenin veya yazabilmenin, uyarabilmenin ne denli zor olduğunu aşikare olarak gördüğümden maalesef ilerisi için yardımcı olabilecek yazılar yazamamaktayım. sanırım. Buna imkanlarım el verdiğince yer vermeye çalışacağımda lakin SAFRALARDAN kurtulmak lazım. Sarıyer kulübünden bahsetmek istiyorum. Aslında pek te bir meselem alıp veremediğim herhangi bir sorun yok. İstediğim ve gerçekten başarılı olabilecek bir yönetim oluşturuldu. Maddi açıdan 5 milyonluk bir bütçe var ve olumlu kullanıldığında başarı zaten kendiliğinden gelecektir. Bizler elimizden geldiği kadar yardımcı olmalıyız. Diyorum. Lakin. SAFRALARI AYIKLIYARAK. Çok tuhaf! Ha

EĞİTİM VER HOCAM

Bir şahıs “Haldun DOMAÇ” üzerine yazı yazmak için hiçte araştırma yapmak gereği duymadım. Sadece tuşlara basarak istifaların ve de istismarın dökümanları ulaşıyor elime. Temiz şeyler bulmaya çalışıyorum, girdiğim bokun içinden çıkamadım.! Yıllarca gazetecilik yapan bir insanın yayınlanan yazı başlığında (2) yazdığı halde birincisini okumadan cevap yazması, akıldan geçenin hırsa bürünüp yazacaklarının kör olması demektir. birinci yazı İbni Haldun tarihiydi. İkinci yazı sizin İbni olamayacağınızın tam göstergesiydi. Oysaki birici yazıda sadece Altı çizilen yazıları okuduğunuzda, üst üste getirdiğinizde, İbni haldun’un, yanlışlarını ve senin bulunduğun karakter yapısının bir analizi idi. Yani yanlışların toplamından yanılarak yanlış analiz çıkarmak. Sayın hocam Bunun adı nedir? Acaba LENİN’in şifreli yazışmaları veya ROSA nın Alman işçilerine içeriden yazmış oldukları mektuplar olabilir mi? Dersimizde yazı yazma ve içeriğin açıklanmasında sadece tek mesaj şeklinde verilmek ist

SARIYER’DE HESAPLAŞMA!

Her seçimde olduğu gibi Sarıyer de hesaplaşma bu seçim sürecinde de yaşanacak, DSP adayı Cengiz ALP eski partisi CHP ile kalmış olan bir hesabı görecek, Hırs ve ihtirasın sonuçlarını hep birlikte yaşayacağız. Yıllar önce bir bölen olarak mücadele ettiği DSP için şimdi gel birlikte bölelim ortaklığına girmesi ister istemez tüm partilileri düşüncelere sevk etti. Her ne kadar eski dostlarımız sonun başlangıcı dese de, kendi düşen ağlamaz mantığı daha geçerlidir. Adaylar istedikleri partide aday olabilirler lakin sağ duyulu Sarıyerliler AKP veya MHP tehlikesinden kurtulmanın tek yolunun CHP desteklemek olduğunu düşündüğünden Taban sandığa gittiğinde birleşecek ve kayba uğramamak ve yeniden bir hezimeti yaşamamak için oy kullanırken bilinçli hareket ederek, Oy pusulasını doldururken eline geçirdiği 5 yılın hesabını sormak için Her zamanki yerine basacaktır. Seçim sonucunda zevk farklı bir duygudur. Kazanan sevinç çığlıkları atacak, kaybeden Masturbasyon a devam diyecek. Hesa

BİLİNMEYENİ YAZMAK!

Resim
Tarih tekerrürden ibarettir. Bu kelime, hayatta çok karşılaştığım olayların her defasında tekrarlanmasından dolayı kullanmaktan sıkılmadığım bir atasözü. Ne kadar güzel, Düşünene ibret verici, Gerçeği yansıtması ve hatırlatması. İnsanlar komplekslerinden arındıklarında, Kişisel iletişimlerini daha güzel kurmaya başlıyor, Çevresini dolduran sahte gülücüklere, Hayal ötesi plan ve projelere, Umutların yok oluşmasına sebebiyet veren kırgınlıklara ve bunun oluşmasını sağlayan faktörleri bilinçli bir şekilde düşünüp olumlu hareket ettiğinde, Kompleks denen meret maalesef kendiliğinden yok oluyor. “ Ben bunları aştım! İnsan kendine bunları söyleyebilmek için ayna ile yüzleşmelidir.” O zaman doğruları bulacaktır. Kompleks, Sessizliği ve Korku’yu beraberinde getirir. İçine kapanmak, Zamanla durgun geçen günleri başarısızlık olarak kabullenilmesi düşüncesi, İster istemez içimizde çoğalmaya başlar. Kabullenmek ve yıkım. Zor günleri yaşamak, İyi geçen günlerin olumlu değerlendirilmemesinden

VE GOL ATILMIŞTIR!

Her seçimde olduğu gibi Belediye Başkan adaylarının belirlenmesi, hangi aday adayının daha becerikli, nitelikli, Başkan adaylarının daha çok kendi yerel ve kamusal çevre gücüne bağlıdır. Oysa seçimi kazanacak olan Meclis üye listeleri dir, Kaçınılmaz olarak Memleketlim. Akrabam, Dostum ifadelerinin kuşak ve siyaset bağlarının kaçınılmaz sonucunda oluşturulur, Seçimi yerel güçler belirleyecek tir. Meclis üyeleri liste savaşları partilerin, Parti üyeleri ve katılımları için her türlü entrikanın bire bir yaşandığı süreçtir. Bu süreci siyasi arenada iyi oynatan her zaman kazanmaktadır. Sarıyer de siyaset Türkiye geneli olarak değerlendirildiğinde Entrikanın her türlüsünün döndüğü bir yer olarak kabul edinildiğinde veya böyle düşünülüyorsa o zaman Entrikanın içinde olanlar yani “oyunun içinde hep oyuncu” olarak kalmaktadırlar. Oyunun parçası olmak, kaybetmeyi kabullenmek demektir. “Her zaman Oyunu oynatan kazanmıştır.” Diğerleri seyircilerden alkış veya tepki alırlar, Sarıyer de Siy

EL MECBUR!

Değerlerimiz sarsılmaya başladı! İnançlarımızı yitirdik, ideallerimiz, dünya görüşümüz ve yıllardır savunduğumuz fikirlerimiz alt üst olmaya başladı, İhaneti yaşayarak öğrenmeye başladık. Çelişkiler yumağı içindeyiz. Söylemlerin görüş olarak sunulduğu tamamen seçim yatırımı olarak yürütülen tutarsız fikirlerin arkasında ısrarla duran zihniyet henüz bir açıklama yapmadı. CHP laik cumhuriyetin korunması için yıllardan beri büyük bir mücadele veriyor, CHP nin ve Genel Başkanı Deniz BAYKAL’ın laiklik konusundaki tavrı malum! Baş örtüsü için yıllarca büyük mücadele gösterdiler. Üniversitelerde yıllarca serbest bırakılmaması için bir mücadele verildi. “AKP Başörtüsü’nü kullandığı için laiklik karşıtı eylemleri odağı olmaktan suçlu bulundu.” Maalesef Anayasa mahkemesi para cezası vermekle yetindi. Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmak suçunda Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu da laiklik karşıtı eylemlerin suçlusu olarak siyasi yasaklı olacak

ÇOK AĞIR OLDU!

Resim
Bir yazı yazıyorsun ortalık karışıyor, Elbette elinden geldiği kadar eleştirebilirsin, öneri verebilirsin, hataları söyliyebilirsin, yazabilirsin, lakin uslup çok önemli, ne öyle nalına mıhına yazı yazıyorsun, sen de aynı yollardan geçmedin mi? Karşında muhatap aldığın bir kurumsa daha dikkatli olman lazım, her şeyden önce bir kurumun Başkanlık makamına saygı göstermen lazım, Yöneticilerine daha saygılı davranman lazım Üyelerine, Futbolcu veya Hocalarına ulu orta yazılar yazmak veya söylemlerde bulunmak hiçte iyi bir hareket değil. Yazıların alt yorumlarına dahi cevap yazmaman gerekir. Seni eleştirebilirler, farklı söylemlerde ve yaptırımlarda bulunabilirler, sen koyunsun sürü olarak tepki verebilme seçeneklerin ortadan kalkmıştır. Tepkisiz toplum hedeflenmiştir, Buna uymak zorundasın ve uyacaksın da, Hiç kimse gerçeklerle yüzleşmek istemez, cevaplar verilir, Yorumlar yapılır, yazan kişiler rumuz isim kullanırlar ve sen hangi isimlerin kimler olduklarını bilirsin, lakin cevap verme

2 BAŞKAN SEÇİYORUZ.

29 Mart Yerel Seçimlerde 2 Başkan seçeceğiz! Sarıyer Belediye Başkanı adaylarından Sarıyer’e kim daha yararlı olabilir, Projeleri nelerdir araştırıp inceleyeceğiz, İlçemizde Yoğun bir siyasi trafik yaşanmakta, Partilerin adayları kesinleşmeye başladı. Seçimler netice itibarıyla erken genel seçime dönüşebilir, Bir yandan ERGENEKON diğer tarafta ULUSALCI’ ların yargılanması, Ekonomik kriz ve açlık. Halkın dayanma gücünün sıfır noktaya gelmesi insanların yaşam koşullarında dayanma gücü oluşturabilmek için tasarrufa yönelmesi ve her türlü özlem ve isteklerini kısıtlamaya çalışması toplumsal bir gerçek olarak bugün kabullenilmektedir. “ Dünyadaki tüm kurum ve kuruluşlar hatta spor kulüpleri tasarrufa yönelmekte ve kendi öz kaynaklarını kullanmaktadırlar. Sarıyer Kulübü ekonomik sorununu hallettiğinden öz kaynak problemi yaşamamaktadır. Alt yapıdan beslenmekte ve yüksek kazançlar elde etmektedirler, Hayal tabi bunlar! Bilakis vur kaç döneminde yaşananlar gibi ku