İBNİ HALDUN (2)

Eleştirisel eleştirinin eleştirilemez gerçekleri


Yaşarken cevap verebilmenin derin huzuru içindeyim.!

Nasıl yani! Günümüz doldu da öldük mü? Ecelimiz mi yaklaştı. İleriyi görüyoruz derken bu kadar ileri gidebileceğimi tahmin bile edememiştim. Oysa yaşarken hatalara cevap vermekten ilerisi için düşündüklerimizi gerçekleştirebilmenin veya yazabilmenin, uyarabilmenin ne denli zor olduğunu aşikare olarak gördüğümden maalesef ilerisi için yardımcı olabilecek yazılar yazamamaktayım. sanırım. Buna imkanlarım el verdiğince yer vermeye çalışacağımda lakin SAFRALARDAN kurtulmak lazım.

Sarıyer kulübünden bahsetmek istiyorum. Aslında pek te bir meselem alıp veremediğim herhangi bir sorun yok. İstediğim ve gerçekten başarılı olabilecek bir yönetim oluşturuldu. Maddi açıdan 5 milyonluk bir bütçe var ve olumlu kullanıldığında başarı zaten kendiliğinden gelecektir. Bizler elimizden geldiği kadar yardımcı olmalıyız. Diyorum. Lakin.

SAFRALARI AYIKLIYARAK.

Çok tuhaf! Hangi akla ve ahlaka sığdırılabildiğini sanmıyorum ama bir eski yönetici müsvettesinin Her zaman taktir ettiğim Grup Beyaz Martı sitesinde yazılar yazması, yazılan yazıları okuyunca da ister istemez cevap vermek durumunda oluşum. Neye bağlanabilir bilmiyorum. Uzun müddet kulüp hakkında yazmıyacağım dedim. Maalesef ortamı boş bulanlar atıp tutmaya başladılar.

Daha dün! Aynı sitenin sayfalarında yönetimde bulunan Haldun DOMAÇ oğlunu transfer komitesinde görevlendirdi diyerek, eleştiri yazıları yazılırken şimdi, aynı sitede yazar olmak ve hemen üstü açık olarak mesaj içinde polemik olsun diye yazıyorum demek nedir?

HESAPLAŞMAMI?

Nasıl bir karakter yapısıdır ki, kendi yapamadıklarını başkaları için suçlamak. Ve suçladığı insanların. Yıllarca karşılıksız hizmet vermiş olduklarını unutarak aşağılayıcı terimle Feodal düzenin parçası yapmak. Nasıl yani!

Kimin dükkanı kimin anahtarı?

Sayın İbrahim Balcı 10 yıl tamamen kulüpten uzak durarak hiçbir şekilde karışmadan “ ücretli memuriyet hayatı da dahil” yemin ederek maçlara gitmek dışında karışmamıştır. Peki anahtar kimdeydi. Dükkan kimindi.?

Sayın Eyüp Odabaşı ise hiç bir zaman kulüp dışında kaldıgı dönemde en yakınlarının ısrarlarına rağmen uzak durmuştur. Her zaman bir bilirkişi olarak değil kulübün menfaatleri doğrultusunda fikir alındığı için yardımcı olmuştur. Bir gün Eyüp Odabaşı hastalanır ve tüm arkadaşları sevenleri üzüntülerini paylaşırken dahi bir güç olarak her zaman hasta yatağında ayakta durmayı, kemoterapi odasında dahi elinde telefonla sizlere yardımcı olmayı kendine görev addetmiştir. Bu nasıl bir saygısızlıktır. Bu ne kepazeliktir. Bunu kendinize nasıl yakıştırabiliyorsunuz.

Yoksa karakter noksanlıklarınız. İş bilmez, kişiliğiniz. Toplum içinde sadece fırsat kollayarak ve birilerinin yardımları ile, Nüfuz elinize geçtiğinde ise imkanlarını kendi oğlu bir yerlere gelsin diye kullanacak kadar ne Eyüp Odabaşı nede İbrahim BALCI alçalmamışlardır.

KURUMLAŞMAK. KİM KARŞI GELDİ Kİ?

Her zaman kurumlaşmanın gerekli olduğunu ve bunun profesyonelce yapılması gerektiğini bunun içinde her şeyden önce kaliteli iş adamı yönetici lazım oluğunu zaten söylemişlerdir! Peki yapmışlarmıdır. EVET.

Sizlerin daha Sarıyer kulübü ile alakanız olmadığı bir dönemde 1 liğteyiz sayın Üzeyir GARİH rahmetli. Profesyonel olarak kulübün kurumsallaşması için İngiltere den getirdiği uzmanlara “ İsimleri ve rapor elimizde mevcuttur” rapor hazırlatarak kulübümüzün geleceği ile ilgili çalışmaları rapor olarak sunmuştur. Kabul edilmiş ama hayata geçirilememiştir. Çünki yapılan çalışma güçlü ve kaynakları olan bir kulübün profesyonelce yönetilmesi, içindi. “Maalesef tamamen kendi kaynakları olmadan idarecilerin katılımı ile oluşan bir bütçede olmayan kaynağın varmış gibi gösterilerek yönetilmesi “iş adamlarının hayali yönetim-bütçe” mümkün olamıyacağı vesile ile alt yapıya yönelinmesini ve kaynakların ancak yetiştirilecek futbolcuların pazarlanması ve tesisleşmenin de ancak kamu kurumlarının yardımları neticesinde gerçekleşebileceğine karar verilmiştir.”

Tesisleşme maalesef sizin gibi kısa vadede başarı ve kendine şahsi menfaat bekleyen dışarıdan gelen yöneticilerin kısır düşünceleri yüzünden gerçekleşememiştir.

Siz tarihini ve yaşanılanları bilmeden bir kulübe has bel kader yönetici oluyorsunuz. Sonra menfaatleriniz ters teperek “ aşağıda ayrıca belirteceğim.” Dayanamadan istifa ediyorsunuz.!

Bir gün! Yönetim toplanır ve bir kişi ortaya çıkar. Bütçe ve ödemeler der? Herkes ellerinin cebine atar. Ama herkes verecektir. Masada kimse kalmaz. Bir hafta sonra yönetim tekrar toplanır. Bütçe ve ödemeler denir. Masada mırın kırın olmaz, herkes para çıkarır. Maalesef ki en fazla parayı veren, aslında elinde imkanı olmayan. Bir liraya muhtaç olan bir kişi verir, BUNUN ADI SARIYERLİLİKTİR.
Ne anahtar derdindedir. Nede kulübün tapusu peşindedir.

Kendi konuşamadıklarınızı kendi ekip arkadaşlarına yaptıran insanlar bir kelimeyi yan yana getirmeye cesaret edemezler. Her zaman ikinci adam olmak zorundadırlar.

Dik duracaksın dik. Ben buyum diyebilecek karakter ve medeni cesaretinizi her zaman göstereceksiniz. Hatta çocuğunuz karşında ezilmiyecesiniz. Benim babam korkaktı derdirtmeyeceksiniz. Bu yaştan sonra toplumda değil çocuğunuz karşısında dik durunuz. Utanmayınız. onlarda utanmadan ezik olarak yaşamasınlar.

HANGİ KURUMSALAŞMAK?

Sizler heralde CEM UZAN dönemindeki kurumsallaşmaktan bahsediyorsunuz. Tamamen kulübün bütününe sahip olmak isteyerek satın almak istemiştir. Yapılan teklif mektupları ve toplantı tutanakları “elimizde ve kulübümüzde mevcuttur.” Şayet ki! Aynı dönemde sizler olsaydınız. Bilakis siz olsaydınız inanıyorum ki, Eyüp Odabaşı na yapılan teklifleri hemen kabul ederek kulübü satmış olurdunuz.

Biraz daha ileri gidiyorum. Ekip olarak satardınız. NEDEN Mİ?

New Life ve poliçem.com kimin? Hep merak ediyorum.

Sitede reklam olarak kullandım sonuç olarak kulübe bir hizmet gelebilecek karşılığında bunu yaygınlaştırmak istedim. SONRA. 20 tl kesilen bir kredili borçlanmanın 2 tl si Sarıyer Kulübüne kalmakta. 18 tl ise şirket sahibinin cebine gitmekteydi. Keşke tüm 20 tl Sarıyer kulübüne gitmiş olsaydı. HANİ SİZ KURUMSALDINIZ. Yani bireysel olarak götüremedik kurumsal olarak götürelim mi demek istiyorsunuz?
Şu sigortacılığı oldum olası anlayamadım!
Benim gibi kalp hastası birini nasıl sağlık ve yaşam sigortası yaparsınız. Bu kanuni olarak zaten mümkün değil ki. Yemezler. Ama ibreti alem için ödüyorum. Sadece size cevap vermek için ödeyeceğim. Yüzünmüze vurmak için, zihniyetin tamamen çıkar amaçlı olduğunu anlatmak için ödeyeceğim.ve bunu sizlere ispatlayacağım.

NERESİ FİLİZLENİYOR?

Belge alıyorsunuz. Artık kulübümüz belgelendi. Canım kardeşim. 25 yılını doldurmuş bulunan her müessese müracat yaptığında her türlü kalite güvenceyi alır merak etmeyin. Önemli olan sizlerin kaliteli ve güvenceli olmanız. Ve bunu bir hizmet olarak sunmanız ise tamamen bir iş güzarlik. Sanki 100 tl ye patent alıyorsunuz. Bu isimi kullanana zaten sabittir ve yaşadığı tarih boyunca da hakkıdır. Herhangi bir kurum ve kuruluş dahi teklif edemez.
Yani bu kadar insan aptal ve cahil, Bir siz akılısınız.

EVET AKILLISINIZ! Hem de nasıl?

Hep düşünüyorum bunların nasıl kafası çalışır diye merak ettim. Neden maçlara mahçup çıkıyorlar. Hatta sitelerde gazetelerde yazı yazanların sadece artık yazmamaları için neden yönetime alındıklarını merek ediyordum.“ SUSTURMAK” için olsa gerek diye düşündüm.
Acaba yanlışmıyım. Yoksa bu yazarlar yapılan 6 yanlış transferin PARALARINI MERAK EDERLERDİ. Veya Sayın HALDUN DOMAÇ Yasin SÜLÜN transferi yüzünden neden istifa etti diye merak ederdim. Anlaşmazlık acaba komisyondan dolayı mı ? Ben biraz muzur adam olduğumdan bu işleri merak ediyorum yoksa benim kulüple ne alakam olabilir. Ben daha 6 aylık Kulüp üyesi sayılırım niye yazayım bunları hayret yani…

Nasıl ki yazdığınız sitede üstünüzde bir adam varsa altında kalıyorsanız halen daha. Aynı o şekilde hayatın gerçekleri karşısında konu SARIYER KULÜBÜ OLUNCA altında ezilirsiniz.

Sizi ne Kanberli düğün kurtarır. Nede hayata GENÇ bakışınız.

Devamı gelecek yazıda,
- Genel Kurulda Saklanan Borçlar?
- Komisyonlar? İmar komisyonu değil tabi!
- Atı alıp Üsküdara geçenler? Hepsi yakında..

MUSTAFA BALCI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1.2.3.4. YANLIŞ BİR DOĞRU ETMEZ.

ATATURK'UN OLUM SEBEBI SIROZ MUYDU?

SİYAH MARTI