Bir Bilen ve Bilinmeyen Gerçekler 1

Özgün bir tarih kuramcısı, kültür, siyaset, felsefecisi ve toplumbilimci olan İbni Haldun, tarihsel olayları toplumsal, etnik, kültürel, siyasal, ekonomik, hatta coğrafi ve biyolojik koşullarla bağlantıları içinde değerlendiren ilk düşünürdür.
Yirmi yaşındayken, Tunus’un yönetimini elinde bulunduran Beni Hafs hanedanından Sultan Ebu lshak’ın kâtipliğine getirilmesiyle İbni Haldun’un çalkantılı siyasal yaşamı başlamış oldu. Bunu, Biskra, Fas, Gırnata, Bicaye, Tlemsen gibi merkezlerdeki benzer görevleri izledi. Bir ara Fas Emin Ebu İnan onu bilim meclisine kabul etti. Bu görevdeyken siyasal bir nedenle hapsedildi. İki yıl sonra yönetime getirilen Ebu Salim onu önce sırkatibi, ardından da «mezalim» dairesi başkanı yaptı. 1362’de İspanya’ya geçerek eski bir dostu olan Gırnata Emiri Ebu Abdullah Muhammed’in hizmetine girdi. Bir yıl sonra emir onu Castilla Kralı Zalim Pedro nezdinde elçi olarak görevlendirdi. Bir süre sonra Gırnata emirinden izin alarak Kuzey Afrika’ya dönen İbni Haldun, Bicaye’de, çok istediği haciplik (başvezirlik) makamına kavuştu; bu arada bir yandan da öğretim faaliyetlerini sürdürdü.
1366’daki yönetim değişikliği üzerine görevden ayrılarak kabileler arasında dolaşmaya başladı; muhtemelen, yazımını tasarladığı Mukaddime için veriler toplamak üzere, Bedevi yaşam tarzını inceledi. Bu arada, zaman zaman siyasal nedenlerle güçlükler yaşadı ve sonunda İspanya’ya dönmek zorunda kaldı (1374). Sürtüşmelerle dolu siyasal geçmişi nedeniyle İspanya’dan da çıkarıldı. Yeniden Kuzey Afrika’ya döndüğünde çaresizlik içindeyken, geçmişte araları pek de iyi gitmeyen Tlemsen Sultanı Ebu Hammu’nun önerisini kabul ederek kabileler arasında onun propagandasını yapmak zorunda kaldı.
Siyasal çalkantılardan bıkan İbni Haldun, Ebu Hammu’nun iznini alarak İbni Selame denilen bir kaleye yerleşti ve kendisini tümüyle bilimsel çalışmalara verdi.
Bir yönüyle, tarihin kaynaklarını, tarihsel verilen, yazılı belgeleri, nakil ve rivayetleri eleştiri süzgecinden geçirir; tarihsel olaylarını mantıksal bir kadro içinde düşünür. Böylece, onda tarih, geçmişte anlaşıldığının tersine, olguların yalnızca anlatımı değil, aynı zamanda anlatılanların doğruluk derecelerini saptama yöntemi haline gelir. İbni Haldun, «hikmet ölçüsü» diye adlandırdığı bu yönteme göre yanlışlığını saptadığı eski tarihlerden örnekler de vermiştir. Sözgelimi, Mes’udi adlı Arap tarihçisi İsrailoğullarının bir savaşta 600 000 asker topladıklarını yazar. Oysa İsrailoğullarının toplam nüfus sayısının azlığı, ülkelerinin dar oluşu, savaşın yapıldığı alanın kapsayabileceği insan sayısının sınırlı oluşu vb ölçüler dikkate alındığında Mes’udi’nin kaydettiği bu rakamın oldukça abartmalı olduğu kendiliğinden ortaya çıkar. Kaldı ki, Müslümanlara karşı Kadisiye’de ölüm kalım savaşı veren İran gibi o dönemin oldukça büyük bir ülkesi bile ancak 120 000 asker donatabilmiş, 200 000 de yedek toplayabilmiştİ.

İbni Haldun tarihsel olaylarla ilgili nedensellik ilkesi üzerinde de önemle durur; bu olayların hangi tarihsel yasalar çerçevesinde geliştiğini araştırır. Bu bakımdan tarihi, bir olaylar yığını değil, olaylar düzeni olarak algılar ve böylece bu bilimi, geçmiş olayların kuru öyküsü olmaktan kurtarıp bir «ilim» düzeyine çıkarır. Ayrıca nedensellik ilkesi tarihçiyi, geçmişteki olayların toplumsal, siyasal, coğrafi, etnik, kültürel vb etkenlerini de inceleme ye götürür. Bizzat İbni Haldun, tarih biliminden bunu anlamış ve dev yapıtı Mukaddime’de başarıyla uygulamıştır. Sıradan olayların anlatımından öre «tarih fenni» veya bilimi, olayların «dış»ıyla (zahir) yerinmez; «iç» yüzüne (bütın) de bakar, Böylece «siya serin temelleri, uygarlığın (ümran) doğası, insani topluluğun türlü durumları,tarih incelemelerinde vazgeçilmez birer öğe olarak büyük önem kazanır. İbni Haldun, tarihçiliği eski dönemlerin felsefe tanımıyla« eşyanın gerçeklerini bilme, kavrama» olarak anlar. Kendisinden önceki tarihçileri, tarihin bu «bâtın» yanını görememiş olmakla suçlar ve onların hangi noktalarda yanlışlar yaptıklarını örnekleriyle anlatır.
Genel tarih analizimiz yaptık. Kısaca İBNİ HALDUN’u anlatmaya çalıştık.
Devamı Gelecek Hafta…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1.2.3.4. YANLIŞ BİR DOĞRU ETMEZ.

ATATURK'UN OLUM SEBEBI SIROZ MUYDU?

SİYAH MARTI