EĞİTİM VER HOCAM
Bir şahıs “Haldun DOMAÇ” üzerine yazı yazmak için hiçte araştırma yapmak gereği duymadım. Sadece tuşlara basarak istifaların ve de istismarın dökümanları ulaşıyor elime. Temiz şeyler bulmaya çalışıyorum, girdiğim bokun içinden çıkamadım.!
Yıllarca gazetecilik yapan bir insanın yayınlanan yazı başlığında (2) yazdığı halde birincisini okumadan cevap yazması, akıldan geçenin hırsa bürünüp yazacaklarının kör olması demektir. birinci yazı İbni Haldun tarihiydi. İkinci yazı sizin İbni olamayacağınızın tam göstergesiydi. Oysaki birici yazıda sadece Altı çizilen yazıları okuduğunuzda, üst üste getirdiğinizde, İbni haldun’un, yanlışlarını ve senin bulunduğun karakter yapısının bir analizi idi. Yani yanlışların toplamından yanılarak yanlış analiz çıkarmak. Sayın hocam Bunun adı nedir? Acaba LENİN’in şifreli yazışmaları veya ROSA nın Alman işçilerine içeriden yazmış oldukları mektuplar olabilir mi? Dersimizde yazı yazma ve içeriğin açıklanmasında sadece tek mesaj şeklinde verilmek istenen bir satır yazının bir kitaba sığdırılmasını nasıl izah edeceğiz? Hocam.
“ Siz hocasınız diye birinci yazıyı şifreli yazmıştım hocam, beni boşuna o kadar uğraştırdınız. Bir gecemi aldı sayın hocam.”
Ders almak güzel şey. Yazı yazarken konuyu bilmeden dalmak insanları gerçekten rezil duruma sokar. Hele ki cevap yazısında muhatap alınan kişinin münferi olması akla farklı yaşam hikayelerini getirir,
Hani sonunu bilmeden yazılan moda belgeler gibi. Geçen sene hatırlarım Tv lerde “Münferi” moda olmuştu, sonra “münferi” müşteri “ oldu birden. Her şey iki paralık oldu. Yazık. Şimdi Sarıyer Kulübü için yazan zatı muhterem, kelime arasında dokundurduğu yazıları inkar eder duruma düşmesi, kendisinin aslında ne kadar MÜNFERİ olduğunu gözler önüne seriyor. Yazık. Birde iletişim fakültesinde hocalık yapıyorsunuz. Yemezler beyim!
Yemezler ve de o kelimeleri lokma lokma geriye gönderirler.
Hayat kaçamak cevaplar vererek geçmez. Eğer bir kişi veya kurum hakkında yazı yazıyorsanız yazının nereye gideceğini iyi bileceksiniz. Ya endirek yazı yazacaksınız yada etrafından dolaşacaksın. Oysa isim vermedim SAZAN GİBİ ATLADI yazınızdan bir öncekinde vermek istediğiniz isimlerin ve mesajın direk farkında olduğumuzu sende biliyorsun. Ne amaçla yazdıysan o amaçla cevap aldınız. Yazınıza muhatap kişiler hayatta ve gereken cevabı da zaten bu vesile ile almış olacaksınız.
Gerçekten merak ediyorum! “Neden istifa ettiniz?” Öyle kapalı bir şekilde pek te bir açıklama olmadı. Bu konuda ben yazacağımda” kamuoyu sizden duymak istiyor,”
Görev sürenizce Sarıyer kulübüne ne kadar para verdiniz? Veya aldınız mı? Merak ediyoruz!
Alınmasını istemediğiniz Yasin Sülün’ mü? Neden oldu! Ya da ben bilmediklerimi hayal ürünü uydurduklarımı mı yazayım? Çünki benim kulüp içinden pek haberim olmazda!
Ben bazen yorgun gelirim işten, derin uykuya dalarım. Sonra rüya görmeye başlarım ve yazarım. Bu yazılarım genelde 5 yıl filan sürer. Etkisinden kurtulamam. Bir kere daha rüya ya yatsam mı? Diye düşünüyorum!
Hadi bakalım yeni sezon başlıyor. Şimdi kim nasıl transfer yapmış. Olumlu olumsuz yazın hatta. Hazırlık maçlarını da yazabilirsiniz. Yapılan transferlerin Ahmet’in sol ayağı iyidir. Mehmet’in derinlemesine ortaları harikadır. Hüseyin’in sağdan kaçışını beğendim. Siz şimdi iletişim fakültesinde hocasınız ya. Bir de toplumsal hayatın içinden yazı görelim. Mustafa Hepanıl beni yönetime aldı. Ama ben nedense bazı konularda anlaşamadığım için istifa ettim. Sonra bazı arkadaşları kendi adıma konuşturdum. Sarıyer Kulübüne gönül verenleri küstürdüm. Haklarında olur olmaz konuşmalar yaptım ve diplerinden kuyuları kazdım.
Merak ediyorum? Okumuş adamsınız ve Hocalık yapıyorsunuz. Neden insanların hakkında bu kadar ileri geri konuşuyorsunuz? Yazıyorsunuz? “Kişilik Probleminiz mi Var? “ herkesin hakkında fikir yürütüyorsunuz. Dedikodu yapıyorsunuz. Yoksa Sarıyer Spor Kulübü yöneticiliğini spor muhabirliği gibi mi sandınız. Yani orada yöneticilik yapmak o kadar basit mi sanıyorsunuz.
Hadi bana sorun ben kimin hakkında ileri geri konuşmuşum diye?
Haydi sor sor, acaba nedir nedir? Hani bir reklam vardı çocukluğumuzda. Hatırlarmısın?
Hayatım boyunca reyting peşinde koşmadım. Hiçte işim olmaz. Ama sen beni ve bizim gibileri okumak zorundasın ve cevap vermek mecburiyetindesin. Senin hayatın kadar ben de basın içindeyim ve yazılar yazmaktayım. Maalesef seneler sonra spor yazıyorum. Ukala ve beceriksiz hiç olmadım. Cevap vereceksin. Vermek zorundasın. Ve de bu yazıyı da okumak zorundasın. Bu böyle devam edecek. Ben soracağım. Yıllarca soracağım. Sosyal hayatından. Davranış biçimlerinden. İletişimden. Haklı haksız yargıladığın insanlar dan. Hakkında konuştuğun. Ve bilmeden fikir yürüttüğün her şeyden yazışacağız.
Yemedi mi?
Sayın Domaç. Yıllarca Taksimde gerek korsan gösteri, gerek bireysel eylem. Gerekse dünya görüşümüz olarak. Siyah pankartlar açarak senin ve sizin gibilerin özgürlükleri için uğraş verdik. Hiçbir menfaat beklemedik. Sosyal adalet. Eşitlik ve hakça yaşam biçimini savunduk. İçlerin de yaşamsal gereği gizli duyguları olan. Çelişkiler yumağı yaşantınızda her zaman sizleri destekledik. Kişisel hak ve özgürlükleri olması gerektiği onlarında yaşamsal hakları olduğunu bilahare deklare ettik. Lakin hiçbir zaman İbni ile İbne yi karıştırmadık. Yüzlerine vurmadık. Kendi tercihlerini dogal hak ve yaşamsal hak olarak her zaman yanınızda olduk. Şimdi bizlere ters eylem mi yapmak istiyorsunuz. İşte buna müsaade etmeyiz.
Sayın Hocam ben TRT den başlıcam. Konular çok derin. Adalar Modalar sonra ilave olacak. Sadece size saygımdan bir ara cevap vereyim istedim. Nefes almanız için! Bize lazımsınız sakın yerinizden uzaklaşmayın. Tüm Sarıyer sizi kucaklayarak sevecek. Size saygımı adama saygı gösterilir hocam. Yazıyı baştan tekrar okuyunuz. Anlamadınız galiba?
Oku bakalım hadi.
Mustafa BALCI.
GELECEK YAZI ; Tüzük mü? Büzük mü?
Not; İbni Haldun (3) yazı dizim Devam edecek. Ara cevap için gündemi değiştirmedim merak etmeyin. Haldun’dan dönenin kaşığı kırılsın! İbniliğin biri bin para olmuş Sarıyer de nasıl yazmam?
Yıllarca gazetecilik yapan bir insanın yayınlanan yazı başlığında (2) yazdığı halde birincisini okumadan cevap yazması, akıldan geçenin hırsa bürünüp yazacaklarının kör olması demektir. birinci yazı İbni Haldun tarihiydi. İkinci yazı sizin İbni olamayacağınızın tam göstergesiydi. Oysaki birici yazıda sadece Altı çizilen yazıları okuduğunuzda, üst üste getirdiğinizde, İbni haldun’un, yanlışlarını ve senin bulunduğun karakter yapısının bir analizi idi. Yani yanlışların toplamından yanılarak yanlış analiz çıkarmak. Sayın hocam Bunun adı nedir? Acaba LENİN’in şifreli yazışmaları veya ROSA nın Alman işçilerine içeriden yazmış oldukları mektuplar olabilir mi? Dersimizde yazı yazma ve içeriğin açıklanmasında sadece tek mesaj şeklinde verilmek istenen bir satır yazının bir kitaba sığdırılmasını nasıl izah edeceğiz? Hocam.
“ Siz hocasınız diye birinci yazıyı şifreli yazmıştım hocam, beni boşuna o kadar uğraştırdınız. Bir gecemi aldı sayın hocam.”
Ders almak güzel şey. Yazı yazarken konuyu bilmeden dalmak insanları gerçekten rezil duruma sokar. Hele ki cevap yazısında muhatap alınan kişinin münferi olması akla farklı yaşam hikayelerini getirir,
Hani sonunu bilmeden yazılan moda belgeler gibi. Geçen sene hatırlarım Tv lerde “Münferi” moda olmuştu, sonra “münferi” müşteri “ oldu birden. Her şey iki paralık oldu. Yazık. Şimdi Sarıyer Kulübü için yazan zatı muhterem, kelime arasında dokundurduğu yazıları inkar eder duruma düşmesi, kendisinin aslında ne kadar MÜNFERİ olduğunu gözler önüne seriyor. Yazık. Birde iletişim fakültesinde hocalık yapıyorsunuz. Yemezler beyim!
Yemezler ve de o kelimeleri lokma lokma geriye gönderirler.
Hayat kaçamak cevaplar vererek geçmez. Eğer bir kişi veya kurum hakkında yazı yazıyorsanız yazının nereye gideceğini iyi bileceksiniz. Ya endirek yazı yazacaksınız yada etrafından dolaşacaksın. Oysa isim vermedim SAZAN GİBİ ATLADI yazınızdan bir öncekinde vermek istediğiniz isimlerin ve mesajın direk farkında olduğumuzu sende biliyorsun. Ne amaçla yazdıysan o amaçla cevap aldınız. Yazınıza muhatap kişiler hayatta ve gereken cevabı da zaten bu vesile ile almış olacaksınız.
Gerçekten merak ediyorum! “Neden istifa ettiniz?” Öyle kapalı bir şekilde pek te bir açıklama olmadı. Bu konuda ben yazacağımda” kamuoyu sizden duymak istiyor,”
Görev sürenizce Sarıyer kulübüne ne kadar para verdiniz? Veya aldınız mı? Merak ediyoruz!
Alınmasını istemediğiniz Yasin Sülün’ mü? Neden oldu! Ya da ben bilmediklerimi hayal ürünü uydurduklarımı mı yazayım? Çünki benim kulüp içinden pek haberim olmazda!
Ben bazen yorgun gelirim işten, derin uykuya dalarım. Sonra rüya görmeye başlarım ve yazarım. Bu yazılarım genelde 5 yıl filan sürer. Etkisinden kurtulamam. Bir kere daha rüya ya yatsam mı? Diye düşünüyorum!
Hadi bakalım yeni sezon başlıyor. Şimdi kim nasıl transfer yapmış. Olumlu olumsuz yazın hatta. Hazırlık maçlarını da yazabilirsiniz. Yapılan transferlerin Ahmet’in sol ayağı iyidir. Mehmet’in derinlemesine ortaları harikadır. Hüseyin’in sağdan kaçışını beğendim. Siz şimdi iletişim fakültesinde hocasınız ya. Bir de toplumsal hayatın içinden yazı görelim. Mustafa Hepanıl beni yönetime aldı. Ama ben nedense bazı konularda anlaşamadığım için istifa ettim. Sonra bazı arkadaşları kendi adıma konuşturdum. Sarıyer Kulübüne gönül verenleri küstürdüm. Haklarında olur olmaz konuşmalar yaptım ve diplerinden kuyuları kazdım.
Merak ediyorum? Okumuş adamsınız ve Hocalık yapıyorsunuz. Neden insanların hakkında bu kadar ileri geri konuşuyorsunuz? Yazıyorsunuz? “Kişilik Probleminiz mi Var? “ herkesin hakkında fikir yürütüyorsunuz. Dedikodu yapıyorsunuz. Yoksa Sarıyer Spor Kulübü yöneticiliğini spor muhabirliği gibi mi sandınız. Yani orada yöneticilik yapmak o kadar basit mi sanıyorsunuz.
Hadi bana sorun ben kimin hakkında ileri geri konuşmuşum diye?
Haydi sor sor, acaba nedir nedir? Hani bir reklam vardı çocukluğumuzda. Hatırlarmısın?
Hayatım boyunca reyting peşinde koşmadım. Hiçte işim olmaz. Ama sen beni ve bizim gibileri okumak zorundasın ve cevap vermek mecburiyetindesin. Senin hayatın kadar ben de basın içindeyim ve yazılar yazmaktayım. Maalesef seneler sonra spor yazıyorum. Ukala ve beceriksiz hiç olmadım. Cevap vereceksin. Vermek zorundasın. Ve de bu yazıyı da okumak zorundasın. Bu böyle devam edecek. Ben soracağım. Yıllarca soracağım. Sosyal hayatından. Davranış biçimlerinden. İletişimden. Haklı haksız yargıladığın insanlar dan. Hakkında konuştuğun. Ve bilmeden fikir yürüttüğün her şeyden yazışacağız.
Yemedi mi?
Sayın Domaç. Yıllarca Taksimde gerek korsan gösteri, gerek bireysel eylem. Gerekse dünya görüşümüz olarak. Siyah pankartlar açarak senin ve sizin gibilerin özgürlükleri için uğraş verdik. Hiçbir menfaat beklemedik. Sosyal adalet. Eşitlik ve hakça yaşam biçimini savunduk. İçlerin de yaşamsal gereği gizli duyguları olan. Çelişkiler yumağı yaşantınızda her zaman sizleri destekledik. Kişisel hak ve özgürlükleri olması gerektiği onlarında yaşamsal hakları olduğunu bilahare deklare ettik. Lakin hiçbir zaman İbni ile İbne yi karıştırmadık. Yüzlerine vurmadık. Kendi tercihlerini dogal hak ve yaşamsal hak olarak her zaman yanınızda olduk. Şimdi bizlere ters eylem mi yapmak istiyorsunuz. İşte buna müsaade etmeyiz.
Sayın Hocam ben TRT den başlıcam. Konular çok derin. Adalar Modalar sonra ilave olacak. Sadece size saygımdan bir ara cevap vereyim istedim. Nefes almanız için! Bize lazımsınız sakın yerinizden uzaklaşmayın. Tüm Sarıyer sizi kucaklayarak sevecek. Size saygımı adama saygı gösterilir hocam. Yazıyı baştan tekrar okuyunuz. Anlamadınız galiba?
Oku bakalım hadi.
Mustafa BALCI.
GELECEK YAZI ; Tüzük mü? Büzük mü?
Not; İbni Haldun (3) yazı dizim Devam edecek. Ara cevap için gündemi değiştirmedim merak etmeyin. Haldun’dan dönenin kaşığı kırılsın! İbniliğin biri bin para olmuş Sarıyer de nasıl yazmam?
Yorumlar