BİLEK GÜREŞİ


Gençlik işte! Bazen şaka olsun diye, ara sıra da güç gösterisi misali, gençliğin vermiş olduğu heyecanla ne güzel muhabbetlerdi yaşadıklarımız… Bilek güreşinden bahsediyorum. Ben Çağanoz Hamdi ile tutuşurdum… Farkına varmazdım; ayakları ile masadan destek aldığını sonraları öğrendim. Ben de başladım entrikaya, artık iş çamura dönmüştü. Tam yenileceğim sırada sol kolumu masaya yapıştırır destek alır yinede yenilirdi… Ah sol kolum yenilmekten bıkmazdım.

Gücü olana ne ayakların, sol kolun, ne de bedenin yeter. Ben yürek gücüne inanırdım, yüreğimle her türlü mücadeleye girer korkusuzca dalardım. Gençtim, tecrübesizdim, yürek kazanır ama akıl kaybederdi!

Siyasette aynı şekilde devam ediyor, gücü olan değil de aklını güç olarak kullanan kazanıyor.

Sarıyer siyasetinde farklı gelişmeler oluyor. Adı üstünde Bilek Güreşi yapılıyor. Bileği güçlü olan meydana çıkıyor, ‘ben burdayım’ diyor. Oysa rakip kim? Nerde? Nasıl? Niçin rakip?

Seçimde kazanan taraf, kaybeden nasıl olur? Seçimi ‘ben kazandım’ diyenler bir anda seçim kaybedebilirler. Seçimler kendi içlerinde kurumlarda hep farklı işler. Zamana göre, cemiyetine göre, her zaman sonuçlar istenildiği gibi çıkmayabilir. Her seçimi kazanamazsınız, her tarafı sahiplenemezsiniz. Her yönetim ve denetim mekanizmasını elinizde bulunduramazsınız. Bu diktatörlüğe, ardından rezilliğe dönüşmez mi?

Kim denetleyecek, hiç muhalefet olmayacak mı? Hem yasamaya, hem yürütmeye sahip olmak isterseniz hatalara kim dur diyecek!

Bilek Güreşi toplantıları neden ve niçin yapılmıştır? Merak etmekteyim!

Biliyorum ki bileğini masaya cesurca yatıranlar, karşılarında cesur adamlar aradılar. Çoktular lakin etrafta yoktular. Ama yoktular!

İlçe kongresinde yaşanılan kırgınlıklar, küskünlükler, tavır takınmalar devam etmekte. Bundan zarar görüleceği hesaplanamamaktadır! Aslında, hesapta kitapta belli. Bilek güreşinde kaybetmek için masaya oturmaya gerek yok. Bir bakmışsın ayakta kaybedersin, yenilirsin. Yanlış hesap, düşünülmeyen siyasi entrikalar birden ters döner. Kapalı kapılar ardında farklı hesaplaşmalar başlar. Kendini en büyük sanırken sana bu büyüklüğü veren gücü kaybetmişsindir. Bu sefer en yakından başlarsın. Bir anda TRİO dağılır. Nasıl olduğunu anlamazsın. Artık yalnızsındır!

Siyaset yaşanılarak öğreniliyor. Kurulan entrikaların ters dönüşlerinde kaybediyorsun, tecrübeleniyorsun. Tecrübe artıkça kazıkların daha büyüklerini yiyorsun. Son kazığı yiyen DUAYEN oluyor!

Aynı vücutta, sağ bilek sol bilekle güreş yapamazlar. Sakın!

Bilek güreşi sidik yarışına dönmeden, kendini daha ilk kazıkta duayen sınıfına sokanlardan Sarıyer siyaseti arınmadan, bu işi zora sokanlara dikkat çekmek isterim. Siyasette sakıncalı olan duvara işemektir. Onun içindir ki siyaset duvara işeyeni affetmez.

Gerçek olan; Başkanlık ne zor meslek... Biraz yalnız kalmak lazım. Düşünmek lazım. Safralardan kurtarmak lazım. Sadece seçilen insanlarla yola çıkmak lazım. Dedim ya zor meslek… Başkanı rahat ve huzurla Sarıyer halkına bırakmak lazım! Onu çukurun içine çekmemek lazım…

Bilek toplantısını yazacaktım, Antonio Bilek oldum… Hadi hayırlısı…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1.2.3.4. YANLIŞ BİR DOĞRU ETMEZ.

ATATURK'UN OLUM SEBEBI SIROZ MUYDU?

SİYAH MARTI