AH ÇEKER GİRERİM TARİHİN DERİNLİKLERİNE

Her zaman sorunlar yaşamışızdır. Elbette yönetim bir zaman sonra eleştirilecektir. Gün gelecek hesapta sorulacaktır. Hesabı vermesi gerekenler yine ortadan yok olacaktır. Karşımızda kimseleri arasakta bulamayacağız. Kimse adam yerine konmayacaktır. Hatta kendini adam sanacaktır. Sonra Sariyerlilik muhabbetleri ben daha iyi Sarıyerliyim kardeşim!. Hassiktir ordan be..
Biz ne tarih gördük,ne yönetimler gördük'te elestiri kabul etmiyeni gormedik.
Yazmıyalım eleştirmiyelim dedik bizim insanlarımız bunlar Sarıyer'e hizmet ediyorlar dedik hep bekledik. Daha sezon yeni başladı bekleyelim, sabredelim, sabreden kazanır dedik. Ne oldu.?
Zurnanın son deliği ötmeye başladı? Zırt diye öter bilirmisiniz?. Bakın alın elinize bir zurna üfleyin pek bir ses duymazsınız ama zurnanın son deliğine parmak attığınızda ses gelir ince bir ses o sesi duyduğunuzda zevkten dört köşe olursunuz. İnce ve derinden gelen sıcak bir sestir hani bir kadınla sevişirken çıkan inlemelerdir bunlar. Hatta görüntü olamasa da ses tahrik eder insanı ahh dersin, içinden ohh diye duyarsın aslında!. Belki de ses hiç yoktur.? Belki ahh diye duydugun ses başkadır!. Ahh.!AHH! AHHHHHH! derler hani!.. Bizler zaman içinde böyle ahlar çekeriz. Bazen zevk alırız, salkım saçak iki büklüm hop desen kapacak pozisyonlar alırız hayatın evrelerinde doruklara ulaşırız. Bir daha bir daha hadi bir daha doymak bilmeyiz. İsteriz de isteriz doyumsuzluk içimize oturmuş yani!.
Bakarsın ahhlar kendi içinde degişkendirde bizim yaşantımızda Ah vardır. Kaybettiğimize üzülürüz, Ah vardır seçtiğimize üzülürüz, Ah vardır vardır ama onu çekmemek için demeyiz yapımız gereği bizler ahh çekmeyiz.!
Ahh çektiririz de kimsenin ahını almayız? Elbetteki yönetim sizlerin fakat yönetimde olmak ben istediklerimi yaparım anlamını taşımaz. Biz seçerken her türlü yanlışlığın karşısında olduğumuzu da belirtiriz öyle bu işler kolay degil. Ben asarım, ben keserim mantığıyla olmaz sonuçta biz Sarıyerliyiz. Biz ağalık nedir bilmeyiz pek fazla köy hayatını bilenimizde yoktur. Asfaltta deniz kenarında doğduk, büyüdük. Şehir çocuklarıyız yani köy olarak bildigimiz. Kilyos, Demirciköy, Zekeriyaköy, Rumelifeneri, Garipçe, Garip olduğumuzdan degildir bu, Uskumruköy yani uskumru balık olanı degil onu da ayırt etmesini daha dogarken ögreniriz ithalmi? Yerlimi? Bunları doguştan biliriz.
Bizim buralarda sivri sinekler pek olmaz rüzgar poyrazdan eser, bazen karayel, bazen lodos. Tarabya'dan gelir, Yeniköy açıklarından deniz kabarır insanları bir baş ağrısı tutar aspirin dahi fayda etmez. Yani Antalya havasına benzemez. Hava ne kadar sıcak olursa olsun, havalandıracak, bir rahatlığa kovuşacak hatta terimizi kurutacak bir gölge buluruz. Lakin gölgeyi kendimize istemeyiz bize gölge olacak hiçbir harekete, hakarete katlanamayız. Zordur?. Zor olan Başkanlık değildir.!
Zor olan GENEL KAPTANLIK'TIR. Neden zordur.? Çünkü SARIYER KULÜBÜ'NÜ YÖNETMEK ZORDUR.. Külübümüzde tarih acımasızdır.
1 – Futbolcusu olacaksın,
2 – Kaptanı olacasın,
3- Genel Kaptan'ı olacaksın,
4- Antrenör olacaksın,
5-Başkanı olacaksın,

Sonra evet sonra?

6-Taraftar olacaksın.

O kadar sağlam bir geçmişe sahip ki külübümüz. Başkanları her ne kadar uzun dönem görev yapsa da en uzun görevleri Genel Kaptanları yapmışlardır. KENAN DERELİ, EYÜP ODABAŞI. Hani bu insanları şu an isimlerini yazarken dahi ellerim titriyor. O ne büyük fedakarlik ne yüce görev hem oynucan, hem çalıştırıcan, hem genel kaptanlık yapıcan, hem malzemeci olucan, maçta oynarken saha içinde oyuncu değiştiricen. Maç biticek pirim vericen. Para yoksa kapris çekecen bütün küfürleri sen kabul edicen yani fırında mercimeği ayıklayıp pişirip tadına bakıcan ve bunu Sariyerlilere yiyin efendiler afiyet olsun diyeceksin. Zordur Sariyer de kabullenmek zordur.
SARIYER... Sariyer'i yaşayanların ve ben Sarıyerliyim diyenlerindir.
Bu cefaya, sıkıntıya katlananlarındır, kulübü evi olarak kabul edenlerindir, kulüpte yatıp kalkanlarındır, sabahtan akşama kadar her türlü sorunlarla ilgilenenlerindir, yatanı kalkanı bileceksin gece geleni bileceksin, kum lazım, kalorifer yanıyormu bakacaksın. Federasyona sen yazacaksın sen sarıyı, kırmızıyı bileceksin. Su akıyormu bakacaksın, mazot varmı bakacaksın. Elektirik parasına bakacaksın, öyle benim param var öderim dersen sadece bir ay dersin. Çalışanlara bakıcaksın, kim geldi nerede hangi yazışmalar öyle parayla federasyon'dan adam tutmakla ancak bir kere olur. Yemezler birde bu takımın taraftarları var. Sonuçta parayla satın alamazsın. Gelsin bin kişi beni destekleyin diyemezsin. Burda konser yapmıyorsun, her zaman Volkan Konak çıkmaz. Hüdaverdi çıkar, Erol cıkar, Cüneyt çıkar, Tarık çıkar sahneye. Giremeyen seyirciler vardır. Onları içeri sokacaksın, gerektiğinde şarapçısına el vereceksin ama beş vericen ama on vermek zorundasın. Yemek yemesende balık alıcaksın, balıkçıdan tatlı yemesende muhallebici Şakir'e uğrucaksın belki deyip alacaksın. Her cenazeye gideceksin hiç olmazsa belediye imkanlarını kullanıp otobüs ayarlıyacaksın, çelenk ayarlıyacaksın, çay ısımarlıyacaksın, çay ama hergün. Bir değil, iki değil, üç değil…. Bunları ezbere bileceksin, kulüpçülük zordur. Hele ki bu şartlarda kulübü yönetmek zordur. Sarıyer kulübünü yönetmek daha zordur.
Çünkü geçmişte bu kulübe canını, malını, çocuklarının geleceğini hiçe sayarak hizmet etmiş insanlar vardır. Geçmiş acı ve sorgulayıcıdır kendi geleceklerini hiçe sayarak hizmet edenler vardır.
VEFA'DIR, CEFA'DIR, GURUR'DUR, ŞEREF'TİR,HAYSİYETTİR…
Bu kulüpte her şey yapabilirsiniz, kullanabilirsiniz, avantalarınız, menfaatleriniz olabilir ama bunları Sarıyer toplumuna karşı yanlış ve eksik hatta taraflı kullanamazsınız. Heleki Sarıyer Taraftarlarına karşı hiç kullanamazsınız. Yaptırım uygulayamazsınız bunun sonuçları her zaman kötü sonuç vermiştir. Bizler çok büyük kalbi gururu olan taraftarlarıyız her ne kadar trübünde bir avuç gibi olsakta cesaretimiz, kazanımlarımız, sevgimiz, yaşadıklarımız, bizlerin yaşam sevinçleri olmuştur. Onun içindir ki adamı bir kaşık suda boğarız…
Anlamadım!!!.
Çok sertmi oldu yazı? Eeeeee SARIYERLİ OLMAK AYRICALIKTIR. Uğraşmıyacaksın, ADAM OLACAKSIN, ADAM GİBİ ADAM OLACAKSIN…
COK ENTERESAN GEÇMİŞ ZAMANA BAK. Bir zamanlar kulüp otobüs kaldırırdı. Bağırın derlerdi davulları verirdi kale arkasına geçin derlerdi. Bu maçı ancak siz ancak alabilirsiniz. Bütün maç boyunca bizler kale arkasında kalecinin canına okurduk. Pişman olurlardı bir oyana bir diğer kaleye giderdik yoktu durmak için yerimiz. Nasıl futbolcu gol için pozisyon alıyorsa bizde aynısını yapar, tribünde resmen kendi açımızdan taktikler uygulardık. Hatta maçı karambole getirir dayak yerdik olay çıkarırdık ama maçı alırdık.
BÜGÜN!..PANKART ASMAYACAKSINIZ. ATIN BUNLARI BURADAN DİYORLAR.
Eee iş tatlıya bağlandı şimdi hadi bakalim.!
Tarihi yazanlar ve bunu yaşayanlar ve okuyanlar bilirler. Kulübün derinliklerinde birde yazılamayan tarih vardır.? Birde SARIYER TARAFTARININ TARİHİ vardır ki mücadelelerle doludur. ANTEP'de, ADANA'da, LÜLEBURGAZ'da, KOCAELİ'de, SAKARYA'da, ANKARA'da, DENİZLİ'de, İZMİR'de, ALİSAMİYEN'de, ŞEREF'te Dayak yemiş babamız taş atmış amcamız karakollarda sabahlamış nice kardeşlerimiz vardır. Sarıyer'e yürüyerek gelmiş insanlarımız, bir dilim ekmeğe muhtaç büyüklerimiz, bıçaklanmış maphus yatmış Sarıyer için kendi geleceğini düşünmeden ilerde bir kara leke olarak çıkabilecek siciller vardır. Biz varız ben varım…
Bizlere motorlara dolup maçlara gittigimiz günleri hatırlatmayın?
Bu acıdır ama gercektir, hayattır, yaşamın gerekliliğidir bazen mutluluk, bazen göz yaşı vardır savaştır ama maç savaşı puan savaşı şampiyonluk savaşı. Biz Sariyerlilerin savaşıdır?.
Bize eski Sariyer'liligimizi hatırlatmayın? SONUÇTA YAŞAYAN VE BU GÜNLERİ GÖREN SARIYER VARDIR. SARIYER SPOR KULÜBÜ TARAFTARLARI VARDIR.

BİZE TARAFTAR OLDUGUMUZU HATIRLATMAYIN!!!!!

Bizi uyandırmayin canım ağabeyim!...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1.2.3.4. YANLIŞ BİR DOĞRU ETMEZ.

ATATURK'UN OLUM SEBEBI SIROZ MUYDU?

SİYAH MARTI