ARA BOZUCULAR SİZİ
Sayın Yusuf Tülün 1.dönemdeki 5 yıl süren başkanlığında Eyüp Odabaşı da aynı dönemde kulübümüzde yönetimde bulunuyordu o zamanlar hiç problem yoktu şimdi niye var?
Sentez de açıklandığı gibi taraflar ne kadar siyasi? Yusuf Tülün doğal olarak siyasetten beslenmek zorundadır. Eyüp Odabaşı her zaman kendisini siyaset dışında tutabilmiş ender insanlardandır. Akraba bireylerinden birinin seçimlerde aktif siyasete görev alması ve diğerinin sadece oy ile bunu desteklemesi kadar da doğal bir hareket olmaz zaten, lakin aynı düşünceyi belirleyen faktör değildir. Aynı düşüncede hiç değildir. Oysa ki desteklenmiş olan seçimler de Sarıyer kulübü en az desteği almış olduğu zamandır. Çelişkiler, Hırs, İhtiras, Yanlışlıklar. 2 yıl önceki hangi hırs ve şekillerde bugünkü kaos ortamı yaratılmıştır!
2 yıl önce Eyüp Odabaşı’nın zamanında tüm futbolculara öyle mukaveleler yapılmış ki hep profesyonellik gereği etik olarak giden hiçbir oyuncu bonservis bedeli alınmadan verilmemiştir. Bilakis bu satışlardan kulübümüz bonservis bedeli karşılığında gelecek dönemdeki yönetime gelecek sezon için bütçenin 4/3 oranında maliyetini karşılamıştır.Oysaki son iki sezonda alınan futbolcularla yapılan anlaşmalar (hatır gönül) veya iş bilmemekten kaynaklanan netice ile mukavelesi bitiminde tüm oyuncular serbest kalmışlardır. Yani sonucu kaosa getiren sebepler ana geliri oluşturan ve bütçenin reel olarak katkısı sayılacak en önemli gelir kaynağı cahilce yok edilmiştir…
Artık tüm futbolcular serbesttir. Kaos yönetimi göreve geldiğinde elinde sadece alt yapı kadrosu vardır hatta ve hatta lisans çıkaracak parası dahi yoktur. Çünkü elinde paraya çevirebilecek satabileceği mal kalmamıştır. Kaos yönetimi sadece lisans çıkartalım takımı sahaya sürebilelim telaşındadır imdat sesine Yusuf Tülün duyarsız kalmamış ve sahip çıkarak lisans bedellerini halletmiştir. Hep böyledir en zor durumlarda ilahlar yardım eder ve kulübümüz elindeki imkanlarla çıktığı maçlardan hiç kimsenin beklemediği başarılı puanlarla dönmesini bilmiştir. Bu başarıdır… Transferler nasıl olmuş? Bu İlah kimdir, para nasıl bulunmuş ayrıca değinilecektir şimdi konumuz başka !Madalyonun ters yüzü aslında çok farklıdır. Hiç borçsuz kulüp olduk dediklerinde maalesef 2 yıl önce enkaz devraldık açıklamaları yapanlar bugün YAŞAYAN kulübü kapatma aşamasa getirdik dememiştir. Siyaset uğruna yıpratılmış halkına küstürülmüş bir kulüp vardır artık sevecenliği renk aşkı kalmamış bir camia bırakılmıştır. Kaos yönetimi 2 yıl önce çıkarılan bir dedikodu ve tarihini bilmeyen yöneticiler yüzünden ve siyasi hayatın menfaatleri sonucu yaranma ve ben buldum ben çıkardım işte bu diyerek tesisler İski’nin malıdır Sarıyer Spor Kulübü tesisleri devlete ait arazi üzerine kurulmuştur. Bizler bunu mahkemeler nezdinde kulübümüzün menfaatleri doğrultusunda dava açarak takipçisi olacağız.
Bu tesisleri kulübümüze kazandıracağız denmiştir. İşte Madalyon.! Hangi tesis ben bildim bileli orası Sarıyer Spor Kulübünündür. Hayır öyle değil babana sor? Sorarsam başka gerçekleri de ilave etmek zorunda kalırım sormayayım daha iyi. Bu dava ile ilgili soru sorulacak kişi Av. Fikret Canlı’dır. Ne tuhaf gerçekler var bu dava ile ilgili Avukat tutulmuş 50 milyar olan muhtelif ödemeler (Borçlar) masraflar 2 yıl süresi içerisinde birden 380 milyara çıkmıştır. Tesis davası dava buya sormadan, bilmeden, danışmadan her şeyi ben bilirim edasıyla ortaya çıkmak ve de ortalığı karıştırmak.bütün mesele bu. Ara bozucular sizi! 1997 yılında yöneticilik hayatına nokta koyan 10 yıldır kulüpte yakından ilgilenmeyen İbrahim Balcı 2007 yılında mecburen Başkan olmuştur. Evet 10 yıl sonra başkanlığın vermiş olduğu güçle kulübün arşivlerine girmiş davanın tamamen seyrini değiştirecek tesislerin bizim olduğunu yapılmış bulunan eski bir anlaşmayı ortaya çıkarmıştır.
Bu belge noter anlaşması olan bir belgedir orijinali istenmiş ve belge temin edilmiş Ankara beden terbiyesine gönderilmiştir tesisler 49 yıllığına Sarıyer spor Kulübüne aittir. Şimdi soruyorum. Neden ve ne gerekçe ile ortalık karıştırılmıştır? Vah canım Vah… Neyse Av.Fikret Canlı’nın mecburi vekaleti neticesinde tekrar davalara girecektir. Diğer avukata gerekçeler, durum ve sebebiyet açıklanmıştır.Devam edelim mi? Bonservis bedelleri alınmadığı ve serbest bırakıldıkları halde ve de paraları ödendiği halde (bir kısmı kalmış) giden oyuncular kulübümüzü mahkemeye vererek İDDAA hasılatlarına el konulmuş ve haciz işlemi yapılmıştır. Gerçekte haciz bir yıl önceki yönetimindir lakin haczin o dönem boyunca ödenmemesi ise İDDAA hasılatının geliri kulüp hesabı denilerek İDDAA kurumuna sayın Haşmet Murşit’in kendi hesap numarasını vermesinden kaynaklanmaktadır. “İddaa’dan gelen hasılat Haşmet beyin hesabına gittiğinden olacak ki sayın Kaplar’ın parasını ben ödeyeceğim diyebilmiştir.’’ Nasıl olurda bir kulübün hesap numarası başkanın şahsi hesap numarası olarak verilir. (Ben ne anlarım ticaretten yaaa olur böyle vakalarda bazen hacizden malı kurtarmak.için yapılan operasyon) O dönemde bunu soracak soruşturacak yönetici yokmudur? Yazık. Konuya ilave olarak bu dönemde Sayın Tahir Sarıoğlu’nun karşılıksız olarak yaptığı maddi yardımların karşılığında makbuz kesilemediğinden hatta not dahi düşülmediğinden futbolculara ödenen paralar tahmini olarak tespit edilebilmektedir. Ne perhiz ne lahana turşusu dermişim ama bu KARA LAHANA bence….
Konu konuyu açıyor işte 2 yıllık dönem boyunca davranılan Eyüp Odabaşı döneminden bugüne 3.5 - 4. trilyonluk bir girdi söz konusudur. Yapılan ödemeler ve tüm masraflar düşüldüğünde 2,8 - 3. trilyon gibi bir rakam çıkmakta evdeki hesap çarşıya uymamaktadır. Eeee aradaki fark nee? Ne yani şimdi de Sarıyer de kayıp trilyon davası mı göreceğiz? Bu sitede siyaset yoktur belirtirim. Nasıl başladık konular bizi nerelere getirdi ve nasıl devam ediyoruz.ama bunları yazmadan gerçekleri öğrenemeyiz.! Doğru nedir bulamayız! Sentez’de ne yazıyor 2 kutuplu siyaset hayır beyler olay siyasi değildir arada olan dostların ‘’Dost gözükenlerin’’ Kulübümüz için önemli olan iki insanı bir birine kırdırmasıdır. Bundan Sarıyer Kulübü zarar görmüştür ve görmeye devam etmektedir. Artık aradaki insanlar çekilmelidir. Ara yapıcılar aslında kulaktan dolma bilgilerle ara bozucudurlar çünkü bir şekilde Yusuf Tülün ve Eyüp Odabaşı karşı karşıya getirilmiş bundan çıkarı olanlar kendilerine çıkar sağlamış geçen 2 yılda zarar kulübümüzün olmuştur. Aslında dost gözükenler seçim sonuçlarını incelediklerinde Sarıyer Kulübünün başarısızlığının genel etkilerini bulabilirler….Pardon (S……) Yapmayacaktık haklısınız..
Zarar veriyorsunuz ZARAR…
Devam edelim mi?
Mustafa Balcı...
Sentez de açıklandığı gibi taraflar ne kadar siyasi? Yusuf Tülün doğal olarak siyasetten beslenmek zorundadır. Eyüp Odabaşı her zaman kendisini siyaset dışında tutabilmiş ender insanlardandır. Akraba bireylerinden birinin seçimlerde aktif siyasete görev alması ve diğerinin sadece oy ile bunu desteklemesi kadar da doğal bir hareket olmaz zaten, lakin aynı düşünceyi belirleyen faktör değildir. Aynı düşüncede hiç değildir. Oysa ki desteklenmiş olan seçimler de Sarıyer kulübü en az desteği almış olduğu zamandır. Çelişkiler, Hırs, İhtiras, Yanlışlıklar. 2 yıl önceki hangi hırs ve şekillerde bugünkü kaos ortamı yaratılmıştır!
2 yıl önce Eyüp Odabaşı’nın zamanında tüm futbolculara öyle mukaveleler yapılmış ki hep profesyonellik gereği etik olarak giden hiçbir oyuncu bonservis bedeli alınmadan verilmemiştir. Bilakis bu satışlardan kulübümüz bonservis bedeli karşılığında gelecek dönemdeki yönetime gelecek sezon için bütçenin 4/3 oranında maliyetini karşılamıştır.Oysaki son iki sezonda alınan futbolcularla yapılan anlaşmalar (hatır gönül) veya iş bilmemekten kaynaklanan netice ile mukavelesi bitiminde tüm oyuncular serbest kalmışlardır. Yani sonucu kaosa getiren sebepler ana geliri oluşturan ve bütçenin reel olarak katkısı sayılacak en önemli gelir kaynağı cahilce yok edilmiştir…
Artık tüm futbolcular serbesttir. Kaos yönetimi göreve geldiğinde elinde sadece alt yapı kadrosu vardır hatta ve hatta lisans çıkaracak parası dahi yoktur. Çünkü elinde paraya çevirebilecek satabileceği mal kalmamıştır. Kaos yönetimi sadece lisans çıkartalım takımı sahaya sürebilelim telaşındadır imdat sesine Yusuf Tülün duyarsız kalmamış ve sahip çıkarak lisans bedellerini halletmiştir. Hep böyledir en zor durumlarda ilahlar yardım eder ve kulübümüz elindeki imkanlarla çıktığı maçlardan hiç kimsenin beklemediği başarılı puanlarla dönmesini bilmiştir. Bu başarıdır… Transferler nasıl olmuş? Bu İlah kimdir, para nasıl bulunmuş ayrıca değinilecektir şimdi konumuz başka !Madalyonun ters yüzü aslında çok farklıdır. Hiç borçsuz kulüp olduk dediklerinde maalesef 2 yıl önce enkaz devraldık açıklamaları yapanlar bugün YAŞAYAN kulübü kapatma aşamasa getirdik dememiştir. Siyaset uğruna yıpratılmış halkına küstürülmüş bir kulüp vardır artık sevecenliği renk aşkı kalmamış bir camia bırakılmıştır. Kaos yönetimi 2 yıl önce çıkarılan bir dedikodu ve tarihini bilmeyen yöneticiler yüzünden ve siyasi hayatın menfaatleri sonucu yaranma ve ben buldum ben çıkardım işte bu diyerek tesisler İski’nin malıdır Sarıyer Spor Kulübü tesisleri devlete ait arazi üzerine kurulmuştur. Bizler bunu mahkemeler nezdinde kulübümüzün menfaatleri doğrultusunda dava açarak takipçisi olacağız.
Bu tesisleri kulübümüze kazandıracağız denmiştir. İşte Madalyon.! Hangi tesis ben bildim bileli orası Sarıyer Spor Kulübünündür. Hayır öyle değil babana sor? Sorarsam başka gerçekleri de ilave etmek zorunda kalırım sormayayım daha iyi. Bu dava ile ilgili soru sorulacak kişi Av. Fikret Canlı’dır. Ne tuhaf gerçekler var bu dava ile ilgili Avukat tutulmuş 50 milyar olan muhtelif ödemeler (Borçlar) masraflar 2 yıl süresi içerisinde birden 380 milyara çıkmıştır. Tesis davası dava buya sormadan, bilmeden, danışmadan her şeyi ben bilirim edasıyla ortaya çıkmak ve de ortalığı karıştırmak.bütün mesele bu. Ara bozucular sizi! 1997 yılında yöneticilik hayatına nokta koyan 10 yıldır kulüpte yakından ilgilenmeyen İbrahim Balcı 2007 yılında mecburen Başkan olmuştur. Evet 10 yıl sonra başkanlığın vermiş olduğu güçle kulübün arşivlerine girmiş davanın tamamen seyrini değiştirecek tesislerin bizim olduğunu yapılmış bulunan eski bir anlaşmayı ortaya çıkarmıştır.
Bu belge noter anlaşması olan bir belgedir orijinali istenmiş ve belge temin edilmiş Ankara beden terbiyesine gönderilmiştir tesisler 49 yıllığına Sarıyer spor Kulübüne aittir. Şimdi soruyorum. Neden ve ne gerekçe ile ortalık karıştırılmıştır? Vah canım Vah… Neyse Av.Fikret Canlı’nın mecburi vekaleti neticesinde tekrar davalara girecektir. Diğer avukata gerekçeler, durum ve sebebiyet açıklanmıştır.Devam edelim mi? Bonservis bedelleri alınmadığı ve serbest bırakıldıkları halde ve de paraları ödendiği halde (bir kısmı kalmış) giden oyuncular kulübümüzü mahkemeye vererek İDDAA hasılatlarına el konulmuş ve haciz işlemi yapılmıştır. Gerçekte haciz bir yıl önceki yönetimindir lakin haczin o dönem boyunca ödenmemesi ise İDDAA hasılatının geliri kulüp hesabı denilerek İDDAA kurumuna sayın Haşmet Murşit’in kendi hesap numarasını vermesinden kaynaklanmaktadır. “İddaa’dan gelen hasılat Haşmet beyin hesabına gittiğinden olacak ki sayın Kaplar’ın parasını ben ödeyeceğim diyebilmiştir.’’ Nasıl olurda bir kulübün hesap numarası başkanın şahsi hesap numarası olarak verilir. (Ben ne anlarım ticaretten yaaa olur böyle vakalarda bazen hacizden malı kurtarmak.için yapılan operasyon) O dönemde bunu soracak soruşturacak yönetici yokmudur? Yazık. Konuya ilave olarak bu dönemde Sayın Tahir Sarıoğlu’nun karşılıksız olarak yaptığı maddi yardımların karşılığında makbuz kesilemediğinden hatta not dahi düşülmediğinden futbolculara ödenen paralar tahmini olarak tespit edilebilmektedir. Ne perhiz ne lahana turşusu dermişim ama bu KARA LAHANA bence….
Konu konuyu açıyor işte 2 yıllık dönem boyunca davranılan Eyüp Odabaşı döneminden bugüne 3.5 - 4. trilyonluk bir girdi söz konusudur. Yapılan ödemeler ve tüm masraflar düşüldüğünde 2,8 - 3. trilyon gibi bir rakam çıkmakta evdeki hesap çarşıya uymamaktadır. Eeee aradaki fark nee? Ne yani şimdi de Sarıyer de kayıp trilyon davası mı göreceğiz? Bu sitede siyaset yoktur belirtirim. Nasıl başladık konular bizi nerelere getirdi ve nasıl devam ediyoruz.ama bunları yazmadan gerçekleri öğrenemeyiz.! Doğru nedir bulamayız! Sentez’de ne yazıyor 2 kutuplu siyaset hayır beyler olay siyasi değildir arada olan dostların ‘’Dost gözükenlerin’’ Kulübümüz için önemli olan iki insanı bir birine kırdırmasıdır. Bundan Sarıyer Kulübü zarar görmüştür ve görmeye devam etmektedir. Artık aradaki insanlar çekilmelidir. Ara yapıcılar aslında kulaktan dolma bilgilerle ara bozucudurlar çünkü bir şekilde Yusuf Tülün ve Eyüp Odabaşı karşı karşıya getirilmiş bundan çıkarı olanlar kendilerine çıkar sağlamış geçen 2 yılda zarar kulübümüzün olmuştur. Aslında dost gözükenler seçim sonuçlarını incelediklerinde Sarıyer Kulübünün başarısızlığının genel etkilerini bulabilirler….Pardon (S……) Yapmayacaktık haklısınız..
Zarar veriyorsunuz ZARAR…
Devam edelim mi?
Mustafa Balcı...
Yorumlar