DAL VE YAPRAKLAR

Artık üzüntü ve gelecekle ilgili tasalar ve kaygılar bitmiş! Önümüze umutla bakıyorduk.Umut, yarınlarımız için ışıktı,Aydınlık gelecegi mumla degil,projektörle dahi bakmaya gerek kalmadan görebilmemiz çok basitti.her taraf ışıl ışıl yanıyordu. Temiz,güler yüzlü,berrak insanlar vardı artık,gelecege umut la bakarken,Plan ve projeler gerçekçiydi,Hayal dünyasında yaşamıyorduk,inanıyorduk,inanmıştık.inanacaktık! Elbette güven çok önemliydi.bu birlikteligin vermiş oldugu cesaret ve kararlılıkla hayalciligin de üstüne renkli kelimeleri koydugumuzda işlem tamam olacaktı.! Sabretmek.sabırlı olmak,sessiz ve kararlı olmak.her şeyin üstesinden gelecek.sadece sabretmesini bilmek gerekti.
Ben maça gidemedim.araç bulabilirdim.kendi imkanlarımlada gidebilirdim.olmadı ayaklarım gitmedi.gidemedi. o halde, günü en iyi şekilde degerlendirmek lazımdı.. Sahil de degil de adres degiştirip dogada kendimle başbaşa kalmak istedim.gezdim derin derin nefes alarak,temiz hava iliklerime öyle bir işlediki ne sigara istedi canım,ne hıyar,ne palamut,sadece yerlerde uçuşan kırılmış çalı çırpı.bir kaç agaç,dal ve yaprak.
Bir ormanın içinde gezinmekti amacım.Orman yok olmuş.etrafta pek te yeşillikler kalmamıştı.kocaman dört tarafı beton yıgınıyla çevrili panayır rengarenk tek tip koltuklar,sandalyeler,arka tarafta masalar.görünmeyen çaydanlık,uzaktan bir kaç sigara dumanı,yakın cepheden araba kornaları .hafif bir ugultu,sanırsın gök gürleyecek,hava oldukca yaz dan kalma bir gün,belki biraz sıcak.ve ben dalgın,düşünceli,bir nefes içmek isterken sigaramdan,çalan telefonumun sesi ve sessizlikti bozulan.hafif esen rüzgar dan ve yürüyen insanlardan kırılmış çalı çırpı,bir kaç agaç dal ve yapraklar.
İliştim bir koltuğa dogayı seyrederken ,hafif ugultular vardı.ne oldugunu bildigim.ama duyamadıgım,agaçlar sıra sıra dizilmişler,boy boy fidan gibi,her biri birer canlı,kimi kurumuş,kimi hüzünlü,kimi heyecanlı,çok uzaktan gelen bir araç sesi tüm benligimi aldı,dagıttı,sessizliğim içine etti yani.çalıları süpürmeye başladı.kırılmış dalları ve yaprakları aldı, bir kenarda topladı ve çöp kamyonuna boşaltı.belkide yaktı.Bir den hafif rüzgar esmeye başladı.esti rüzgar ,etraf yine çalı çırpı.çalılara basarak gezen yanlız bir adam.bir bardak demli bir çay.bir tek cigaram.
Orman degilgi aslında,bir mesire yeri gibiydi gittigim yer.devasa agaçlar vardı,boy boy çeşit çeşit,hepsi benim karşımda.Resmi bir tören havasında.hafifçe ugultu agırlıklı.ben onları seyrediyorum onlar çalı çırpıları,ne güzel agaçlardı ,her biri kocaman zengin gövdeli,etrafında dallardan oluşmuş kolları vede vücutlarını örten elbiseleri yapraklar.kendimi sanki bir toplantıda hisseder gibiydim.çok farklı heyecanlar içinde.yerde rüzgardan bir saga bir sola koşturan çalı çırpılar bir mücadele içinde bir birini kovalıyorlar.kimi sert rüzgardan kırılmış.ah sesini duyar gibi oluyordum,zaman,zaman,bir rüzgar daha,sanki maç yapıyordu çalı çırpılar.uzaktan gelen derin bir ugultu.iki kocaman agacın arasından gecen karambol halinde çalı çırpılar ve hedefine ulaşan çam kozalagı.! Yakınımdan gelen hışırtılar.hışırtılar,ve onları seyreden zengin gövdeli.agaçlar, bir alkış tufanı gibi şakırdayan dal ve yapraklar.
Bir çay daha içmek istesem de vakit geç oldu artık.ortamın sagladıgı mutluluk.doganın verdigi huzur.temiz hava.güler yüzüm,hayallerim.projelerim,gelecekle ilgili kaygım,tasam,asabiyetimi rahatlatan derin nefeslerim,Eyüp sultan niyetine bir dua ederek rahatlığım,nedense bir başka mutluyum bugün,arkama bakmadan sessiz ve kararlı düşünceler içinde yürüyorum, ayaklarımın altında ezilen çalı çırpılar.ve beni yolcu eden resmi protokol deki agaçlar.ellerini şaklatan dal ve yapraklar.
Ayrılırken hüzün kapladı içimi,geçmişe döndüm birden.sıkıntılarımıza.çaresiz günlerimize,Kaos günlerimize,Parasızlığımıza,Bir dost,Bir arkadaş,Bir seven,Can yoldaşı,Etrafa ahkam kesen kabadayılar,Borazancı başı,Bir bakkal,Bir ocakçı,Ne esnek lastik,Nede yırtık diken.üç beş pezevenk dahi etrafımızda yoktular,Ne araç vardı gidebilecek yeşil ormana,Nede cüzdanımızda mesire için işgaliye,Boş karaefe rakılarından biriktirilmiş depozito parasıydı mesire kirasi için verdigimiz.! Şişeleri kırmadan? Yanlızdık!!!
Zaman ne kadar çabuk geçmiş ! İt yürümüş,Kervan geçmiş,Hancı degişmiş.yine aynı çalı çırpılar, Çam dikenler,toplanan kozalaklar,Mevsim sonbahar,etrafta şimdi bolca var,Dal ve Yapraklar...

Mustafa Balcı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1.2.3.4. YANLIŞ BİR DOĞRU ETMEZ.

ATATURK'UN OLUM SEBEBI SIROZ MUYDU?

SİYAH MARTI