‘’Sanja Ilic & Balkanika – Korana’’

Gün ağarmadan önceki bir saat sonrası hava oldukça sıcak, nemli mi nemli… Ay batmak üzere, gecenin alaca karanlıkları üstüme üstüme gelirken ,hafif titreme hissedercesine kendime gelmeye çalışırken silkelendiğim ,gömleğimin düğmelerini sonuna kadar açarken serseri ruhumun birden ön plana çıkışı ve kalabalıklar içerisinde utancım,

Ah çekişim, özlemlerim, uzaklarda kucak kucak bekleyişim, deniz kenarında rüzgarlarını beklediğim, haftada sadece birkaç martı gördügüm günlerim, kulaklarımda ‘’Sanja Ilic & Balkanika – Korana’’nın inleyen sesleri ve aranağmelerden gelen düşünceler, kahrolası kalabalık içindeki yalnızlığım…Ve sessizlik. Derin korkulası sessizlik. Ürkütücü etraf, deniz kenarı lakin dalga sesi dahi yok. Hani özlediğim martı yı görsem, kanatlarından çıkan şlap seslerinden tanıyacağım. Biliyorum ki bana gelecek, kollarıma omuzlarıma ve yüreğime boğazın engin deniz kokusunu içimde hissedeceğim, bir dost göreceğim sevineceğim. Soracağım sen nerdensin, bir haber var mı, ya bir gelişme, ne alemdeyiz, ya çocuklar gençler nasıl diyeceğim. Sizleri özledim arzuladım diyeceğim. Bekleyeceğim. Ah o Beyaz Martı yı bir görsem, gözlerim Ege denizine bakarak, yıldızların altında sıcak mı sıcak ufukta Yunanistan’ı seyrederken; ben sizlerin özlemi içindeyim.

Bizler ligde başarılı, finallerde çok kötüydük.Yönetim her nasılsa bir kenarından tuttu, bir adım dahi olsa gitmek istedik. Yolların aşılmasına az bir zaman kala; ayakkabılarımızda nasır, ağrılarından yürüyemez olduk. Bir yakı koysak. Bir derece kökten kesmek ve de kurutmak lazım. Etrafta çok sivri sinekler oluştu; dereyi kurutmak lazım. Köklü çözümler bulmak lazım.

Zaman, deneme yanılma mı veya beklemekle mi geçiyor, hedefler unutulmuş bir uyutmadır gidiyor. Küskün insanlar ve yeni katılımlar, başarılar, beklentiler, kararsızlığın kararı… Üzgün olan bizlerin, bir genel kurul beklentisi. Yeni bir yönetim… Ama gerçekten yeni bir yönetim. Hedefleri olan ve bizleri başarıya ulaştıracak yeni bir ekip. Aç insanların sadece gol ve puanla doyduğu bizler… Ve haydi Grup Beyaz Martı.

Ege’de hava oldukça sıcak, ılık havaya hasret vücutlar. Yağlı bedenler. G-string dünyam ve pis ter kokuları içinde bedensel tuzlarım. Hayat uzaktan göründüğü gibi değil. Yaşamak gerek. 2000 watt ses altında eğlenirken özlemim ve göz yaşlarım… Tabii ki Aşkım… Bir yanda Kıbrıs özlemim .Bir yanda Sarıyer ve ben; ayrı kalmış yaşantım.

Vangelis çalarken, ben pür perişanım…

Mustafa Balcı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1.2.3.4. YANLIŞ BİR DOĞRU ETMEZ.

ATATURK'UN OLUM SEBEBI SIROZ MUYDU?

SİYAH MARTI